İlkokuldan üç yıl aradan sonra 1975 yılında Ordu İmam Hatip Lisesi Orta birinci sınıfa kayıt yaptırdım. Bilenlerin bildiği Ordu İmam Hatip Lisesinin yanındaki pansiyon binası o yıl hizmete girmemişti. Biz o yıl yani orta birinci sınıfı İmam-Hatip Lisesinin şu andaki binasının en üst çatı katında kaldık. Alt katlar sınıflarımız yani şu andaki ana binanın en üst çatı katını yatakhane olarak, alt katları da sınıflarımız olarak kullanıyorduk. En alt kat ise yemekhanemizdi.
O yıl okul müdürümüz Ekrem Şahindi ki, daha sonraki yıllarda Yalova İmam Hatip Lisesine tayini çıktı. Müdürümüz Ekrem Şahin’den sonra okul müdürümüz Harun Tunç oldu.
Benim İmam-Hatipte o yıl ilk yılımdı.
1975 yılında Ordu İmam Hatip Lisesinin arka bahçesi tamamen bataklık ve sabaha kadar kurbağalar öterdi. İmam-Hatip Lisesi Ordu’nun Sivas Caddesinin son yapılarından biriydi. Şimdiki pansiyon bir yıl sonra hizmete girdi ve ikinci sınıftan sonra biz yeni pansiyon binasına taşındık. Pansiyonun arka tarafındaki şimdiki mezarlığın öte taraflarında hiçbir ev yoktu. İmam-Hatip’in ön bahçesi tamamen boştu. Camii inşaat halinde idi. Dükkanlar daha sonra yapıldı. Behçenin karşısında bir atelye vardı ve atelyeden sonrası tamamen tenhalık ve fındık bahçeleri ve tikenlikler mevcuttu. İmam- Hatip’ten Sivasa doğru giderken şimdiki mezarlığın çevresinde bir tane ev bile yoktu.
Tepete bulunan şimdiki Devlethastanesi çok sonraları yapıldı. Bildiğim kadarıyla orası verem hastanesi olarak kullanılıyordu. Şimdiki garajların bulunduğu yerler tamamen bataklı doluydu. Bir tane bile yapı yoktu. Kısaca 1975 yılındaki Ordu İmam Hatip Lisesinin çevresi böyleydi.
İşte ben o yıl aşağıdaki destanı yazarak köyde anne ve babama bir mektup eşliğinde gönderdim. 03.11.1975 tarihinde yazdığım işte o destan:
ORDU İMAM-HATİP LİSESİ 1975-76 ÖĞRETİM YILI DESTANI (1975)/BEKİR AKKAYA
Ben talihsiz Bekir evinden çıktı.
Evinden çıkıp ta gurbete düştü.
Gurbetlik acısı yaralar açtı.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Ordu’ya varınca gariplik geldi.
Gariplik değil ki ağlamak vurdu.
Babacığım oğlunuz bir mektup saldı.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz önü güneye bakar.
Gurbetlik acısı bağrımı yakar.
Köyde anneciğim yoluma bakar.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Okulumuz bahçesi yola yakındır.
Oğlunuzun gelmesi pek çok yakındır.
Oğlunuz Bekir mektup atın der.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz karşısı fındık bahçesi.
Oğlunuzun yoktur mektup bohçası.
Burda okutulur Arapça dersi.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
Okulumuz önü güneye karşı.
Okulumuzda söylenir İstiklal Marşı
Bir rüya gördüm sabaha karşı.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
*************
Akşam mütaladır sabah mütala.
Oğlunuz okuyor gurbette hala.
Sabah yemeği var yediye beş kala.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Akşam saat dokuz oldu yatarsın.
Sabah namazına camiye koşarsın.
Elbisen yok ise hemen donarsın.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Okulumuzu sorarsan beş katlı bina.
Yazıyorum destan ben yana yana.
Destanı okuyunca ağlama ana.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Okulumuz müdürü Ekrem Şahin’dir.
O müdürün gitmesi pekte yakındır.
Yeni müdür olacak pekte sakindir.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Hayatta şansım yok talihsiz oğul.
Mektubunu aldım çok fazla sağ ol.
Anneciğim ağlama az sabırlı ol.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Günde üç çeşit yemek çıkıyor.
Pilav yiye yiye insan bıkıyor.
Ciğerim sızlıyor göz yaş döküyor.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Sabah çayı ise kazanda kaynar.
Sizleri düşündükçe yüreğim yanar.
Çokları sanır ki okumak kolay.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Bardaklar mumdandır içersi kirli.
Bir bardak çay içeriz halimiz belli.
Sınıfı geçeceğim durumum belli.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Banyosu yok tuvaletler susuzdur.
Gözler göremiyor hep uykusuzdur.
Oğlunuzu sorarsanız pekte halsizdir.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz önü kum çakıl taşlar.
Mektubum ıslandı aktı da yaşlar.
Oğlunuz gurbette pek zahmetli kışlar.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Yaza yaza bitmez kalem yazmıyor.
Mektubunuz geldi haber yazmıyor.
Oğlunuz iyidir hiçte azmıyor.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Ordu’da bulunur adı Boztepe.
Okulumuzun bulunduğu yer de çok sapa.
Adım Bekir ise soyadım Apa.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Destan son veriyor selamlar başlar.
Selam eder iken akıyor yaşlar.
Dersi yapa yapa akıyor yaşlar.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Önce baba sana selam ederim.
Gurbete düştüm böyle imiş kaderim.
Baba ellerinden hormetle öperim.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Anneciğim selam ederim sana.
Bol bol mektup at nolursun bana.
Ellerinden öperim ben yana yana.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
Kardeşlerim size selam ederim.
Sizleri andıkça bir ah ederim.
Bol bol selamlarınızı beklerim.
Ağlama kardeşim gelirim bir gün.
**********
Komşu arkadaşa selam söyleyin.
Beni sorarlarsa okuyor deyin.
Destan sona erdi hoşça kal derim.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
03.11.1975
Bekir APA (Akkaya)
Ordu İmam –Hatip Lisesi
Sınıfı : 6/C No: 380
Bekir Akkaya’nın Not Defterinden…
O yıl okul müdürümüz Ekrem Şahindi ki, daha sonraki yıllarda Yalova İmam Hatip Lisesine tayini çıktı. Müdürümüz Ekrem Şahin’den sonra okul müdürümüz Harun Tunç oldu.
Benim İmam-Hatipte o yıl ilk yılımdı.
1975 yılında Ordu İmam Hatip Lisesinin arka bahçesi tamamen bataklık ve sabaha kadar kurbağalar öterdi. İmam-Hatip Lisesi Ordu’nun Sivas Caddesinin son yapılarından biriydi. Şimdiki pansiyon bir yıl sonra hizmete girdi ve ikinci sınıftan sonra biz yeni pansiyon binasına taşındık. Pansiyonun arka tarafındaki şimdiki mezarlığın öte taraflarında hiçbir ev yoktu. İmam-Hatip’in ön bahçesi tamamen boştu. Camii inşaat halinde idi. Dükkanlar daha sonra yapıldı. Behçenin karşısında bir atelye vardı ve atelyeden sonrası tamamen tenhalık ve fındık bahçeleri ve tikenlikler mevcuttu. İmam- Hatip’ten Sivasa doğru giderken şimdiki mezarlığın çevresinde bir tane ev bile yoktu.
Tepete bulunan şimdiki Devlethastanesi çok sonraları yapıldı. Bildiğim kadarıyla orası verem hastanesi olarak kullanılıyordu. Şimdiki garajların bulunduğu yerler tamamen bataklı doluydu. Bir tane bile yapı yoktu. Kısaca 1975 yılındaki Ordu İmam Hatip Lisesinin çevresi böyleydi.
İşte ben o yıl aşağıdaki destanı yazarak köyde anne ve babama bir mektup eşliğinde gönderdim. 03.11.1975 tarihinde yazdığım işte o destan:
ORDU İMAM-HATİP LİSESİ 1975-76 ÖĞRETİM YILI DESTANI (1975)/BEKİR AKKAYA
Ben talihsiz Bekir evinden çıktı.
Evinden çıkıp ta gurbete düştü.
Gurbetlik acısı yaralar açtı.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Ordu’ya varınca gariplik geldi.
Gariplik değil ki ağlamak vurdu.
Babacığım oğlunuz bir mektup saldı.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz önü güneye bakar.
Gurbetlik acısı bağrımı yakar.
Köyde anneciğim yoluma bakar.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Okulumuz bahçesi yola yakındır.
Oğlunuzun gelmesi pek çok yakındır.
Oğlunuz Bekir mektup atın der.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz karşısı fındık bahçesi.
Oğlunuzun yoktur mektup bohçası.
Burda okutulur Arapça dersi.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
Okulumuz önü güneye karşı.
Okulumuzda söylenir İstiklal Marşı
Bir rüya gördüm sabaha karşı.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
*************
Akşam mütaladır sabah mütala.
Oğlunuz okuyor gurbette hala.
Sabah yemeği var yediye beş kala.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Akşam saat dokuz oldu yatarsın.
Sabah namazına camiye koşarsın.
Elbisen yok ise hemen donarsın.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Okulumuzu sorarsan beş katlı bina.
Yazıyorum destan ben yana yana.
Destanı okuyunca ağlama ana.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Okulumuz müdürü Ekrem Şahin’dir.
O müdürün gitmesi pekte yakındır.
Yeni müdür olacak pekte sakindir.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Hayatta şansım yok talihsiz oğul.
Mektubunu aldım çok fazla sağ ol.
Anneciğim ağlama az sabırlı ol.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Günde üç çeşit yemek çıkıyor.
Pilav yiye yiye insan bıkıyor.
Ciğerim sızlıyor göz yaş döküyor.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Sabah çayı ise kazanda kaynar.
Sizleri düşündükçe yüreğim yanar.
Çokları sanır ki okumak kolay.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
************
Bardaklar mumdandır içersi kirli.
Bir bardak çay içeriz halimiz belli.
Sınıfı geçeceğim durumum belli.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Banyosu yok tuvaletler susuzdur.
Gözler göremiyor hep uykusuzdur.
Oğlunuzu sorarsanız pekte halsizdir.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Okulumuz önü kum çakıl taşlar.
Mektubum ıslandı aktı da yaşlar.
Oğlunuz gurbette pek zahmetli kışlar.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Yaza yaza bitmez kalem yazmıyor.
Mektubunuz geldi haber yazmıyor.
Oğlunuz iyidir hiçte azmıyor.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Ordu’da bulunur adı Boztepe.
Okulumuzun bulunduğu yer de çok sapa.
Adım Bekir ise soyadım Apa.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
************
Destan son veriyor selamlar başlar.
Selam eder iken akıyor yaşlar.
Dersi yapa yapa akıyor yaşlar.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
***********
Önce baba sana selam ederim.
Gurbete düştüm böyle imiş kaderim.
Baba ellerinden hormetle öperim.
Ağlama babacığım gelirim bir gün.
***********
Anneciğim selam ederim sana.
Bol bol mektup at nolursun bana.
Ellerinden öperim ben yana yana.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
Kardeşlerim size selam ederim.
Sizleri andıkça bir ah ederim.
Bol bol selamlarınızı beklerim.
Ağlama kardeşim gelirim bir gün.
**********
Komşu arkadaşa selam söyleyin.
Beni sorarlarsa okuyor deyin.
Destan sona erdi hoşça kal derim.
Ağlama anneciğim gelirim bir gün.
*************
03.11.1975
Bekir APA (Akkaya)
Ordu İmam –Hatip Lisesi
Sınıfı : 6/C No: 380
Bekir Akkaya’nın Not Defterinden…
--------
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder