Bazı yaşanmışlık'lar vardır ki, hiç unutulmaz. Yaşarken basit gibi görünür, fakat yıllar sonra bir bakmışsınız ki, beyninizin bir köşesinde bir ivme oluşturmuş ve başlamışsınız anlatmaya, anılara dönüşür iyi veya kötü yaşanamış bütün hikayeler. Yaşınız kaç olursa olsun hep hatırlarsınız ve defalarca anlatırsınız. İçinde anlatılmamış bir hikaye taşımaktan daha büyük yük, ne olabilir ki...
Elli altmış yıllık bir ömür iki cümle ile ifade edilmese de, ben; üç beş cümle ile ifade etmeye çalışacağım ve sizlere iki dost insandan bahsederken, iki de anımı paylaşacağım.
Köyümüzde yaşamış ve ahirete intikal etmiş iki insan... Zaman, zaman küskünlükleri olsa da, birbirlerini anlayabilen iki dost. Biri, kitapçı Mehmet (hoca) AKKAYA ve Talip (hoca) SAYGI...
Talip hoca vefaat ettikten sonra, Mehmet hocanın “ İşte ben şimdi yalnız kaldım” dediğini çok duydum. Her ikisine de Allah rahmet eylesin...
Mehmet hoca, üstüme pislik bulaşır korkusuyla ahırların da hayvanların dahi yanına yaklaşmayan, bütün alet ve edavatları kendine özel ve kimseye dokundurtturmayan, ziyaretine