İnternette Arayınız!

13 Şubat 2021 Cumartesi

Kumru İlçesi -2021

Kumru İlçesi -2021
Fotoğraf Kumru Belediye Başkanlığı'nın sayfasından alınmıştır.


© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

Fuhuştan Ticarete Sevgililer Günü

Hikayeler değişik olsa da başlangıcı fuhuş ve devamında fuhuş ve ticaret. Şimdilerde gayri meşru ilişkiler ve dibine kadar ticaret…İkisinin de bizim geleneklerimizde hiçbir yeri yok…
Aziz Valantin diye bilinen dallamanın “Evlenmek yassak gardaşım” diyen Papaya karşı gelerek önüne geleni evlendirmesi ve akabinde öldürmesi ile nihayetlenen olayın günümüzde fuhuş ve ticarete dökülmüş, “ihtiyaç dışı tüketimi teşvik eden Kapitalizmin oyun” halidir SEVGİLİLER GÜNÜ…
Sonradan görmelerin ve 364 gün sevgiden yoksun,

9 Şubat 2021 Salı

Babacan ve Bilge Başkan Halit Tomakin’le…

Ne amaçla yaşadıklarının farkında olmayan ilkesiz insanların basit ve sıradan davranışları birkaç gündür ömrüm boyunca biriktirdiğim gelecekle ilgili heyecanımı ve hevesimi kırmıştı.

         Camiamızda olup ta bu davanın ne anlama geldiğini bir türlü anlamayan orta saha oyuncularımız ve anlayanlarında kendi camiamızdan olmayıp hep bizim düşüncelerimizle mücadele ettiği bu zamanda bugün bir yiğit, babacan ve davanın ne olduğunu özümsemiş bir

7 Şubat 2021 Pazar

Abdi Hoca [Abdurrahman Hilmi BİLİCİ] [Kumru’da Bir Türkiye Âlimi] /Ahmet Çapku

Bu çalışma ile ilgili olarak maddi ve manevi anlamda beni desteklemiş, yardımlarını esirgememiş olan Bekir Akkaya ve Ekrem Saygı beylere müteşekkirim.

Abdi Hoca Kumru ve civarında yetişmiş, saygı görmüş en önemli şahsiyetlerden biridir. Onun tahsili, ilim hayatı ve çevresinde kümeleşen insanlara olan hizmeti başlıbaşına bir araştırma konusudur. Muttaki bir âlim, kendini iyi yetiştirmiş bir muallim ve önden yürüyen bir kılavuz olmuş insanımıza.

            Hocamızın hayatı aslında şimdiye kadar kaleme alınmalı ve en azından bizim kuşağa ve bizden sonra gelenlere onun hakkında sağlıklı bilgi ulaştırılmalı idi. Araştırabildiğim kadarıyla bu konuda yapılmış derli toplu bir çalışmaya henüz rastlayabilmiş değilim. Abdi Hoca’nın hayatı ile ilgili birbirini tutmayan pek çok söylenti ortalıkta dolaşıyor. Yapılması gereken, bütün

Kumru Evliyaları ve Bir Kitap İncelemesi /Bekir Akkaya

*KUMRU EVLİYALARI 

A-    EVLİYA NEDİR?  YA DA ORDU EVLİYALARI KİTABI ÜZERİNE :

Geçen hafta kısaca Kumru’nun tarihinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise Kumru Evliyaları üzerinde duracağız.   Birkaç yıl önce  Sıtkı Çebi imzası ile yayınlanan “Ordu Evliyaları” kitabında Kumru Evliyalarından hiç söz edilmemişti. Bunun üzerine Kumru ve köylerini adım adım dolaşarak bu konuyu araştırmış, araştırma sonuçlarını   Ordu Haber Gazetesi - Mart-1998 tarihinde okuyucularımızla paylaşmıştık.  O günden bugüne kitabın yeni baskısının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.  Benim Merak ettiğim konu, kitabın ikinci baskısında Kumru Evliyalarından söz edilip edilmeyeceği. Her ne kadar birinci baskıda Kumru Evliyalarınsan söz edilmemiş olsa da,  okuyacağınız

AHDE VEFA MESELESİ YA DA BEKİR AKKAYA /Ahmet ÇAPKU yazısı

Bekir Akkaya hocanın son iki yazısı [Ne Biçim (Ne) Bir Şey? /20.03.2010/ - Takavut Dilekçesi Tamam / 15.05.2010/] bu noktada bana bazı meseleleri çağrıştırdı: Güven duyulan kişilerin gerçekte o güveni verebilecek çapta olmamaları, dindar görünümlü kişilerin din tacirliğinden hareketle menfaat-perest tavırları gibi haller kimi insanların
Çok sevdiğim birinin bu fakire gönderdiği e-maillerden birinde şöyle bir hikaye anlatılıyordu: “Harbin en kızıştığı anlardan birinde askerin biri ileri sipere atılırken ağır şekilde yaralanır. Belli ki, biraz sonra âlem-i cemâle yollanacaktır. Onun hemen gerisindeki siperde yaralı askerin arkadaşı ne yapıp yapıp onun yanına gitmek istemektedir fakat başka bir asker onu, yağmur gibi yağan kurşunlar arasından geçilerek gidilen o yere göndermek istemez. Ancak o bütün cesaretini toplayıp her şeyi göze olarak yaralı arkadaşına ulaşır ve biraz sonra aynı çeviklikle geri döner. Geri siperde bekleyen arkadaşı, yaralı askerin nasıl olduğunu sorar. Geri dönen asker, artık onun

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

Kumru'nun tarihinden söz etmek için, öncelikle Fatsa ve Ünye İlçelerinin tarihine bakmak gerekir. Yüzölçümü 344 kilometrekare ve denizden yüksekliği 450 metre olan kumru ilçe merkezinin kuruluşu çok yenidir. Ancak Fatsa'ya bağlı bölge olarak yerleşimin tarihi çok eskilere kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Fatsa ve Ünye merkezlerine İniş ve yerleşme M.Ö.3000 yılına kadar gider. Sahilden iç bölgelere yerleşme ise bu tarihlere kadar dayandığı görülür. Sebep ise, sahilde sıtma hastalığının çok yaygın olması olarak görülür.

            Fatsa Pontos Krallarından Farnakes tarafından kurulmuştur. Ünye ise M.Ö. 1270 yıllarında yapılan Truva Savaşları sonucunda sömürge

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

KUMRU İLÇESİ'NİN TARİHİ / Bekir AKKAYA

Bu araştırma yazısı ilk kez Ordu Haber Gazetesi 1997 yılında Bekir Akkaya araştırması olarak yayınlanmıştır. Ayrıca aynı gazetede kısaca Kumru'nun tüm özellikleri de bu yazıya ek olarak yayınlanmıştır. 


© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

İnanılmaz Gerçek /Bekir AKKAYA

Yazının en altındaki "BİR HATIRLATMA" bölümü nedeniyle hakkımda o günün Kumru Kaymakamlığı tarafından soruşturma açılmıştır. (Bekir AKKAYA) 

(Mavitürk) Mail grubu’ndan Murat İnce tarafından “alıntı” diye kaynak gösterilen bir yazı geldi. Yazı beni çok etkiledi. Sizlerin de ilgisini çekeceğine inandığım bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
            Amerikan Adlî Tıp Derneğinin 1994’te San Diego da tertiplenen ödül yemeğinde dernek başkanı Don Harper Mills, aktardığı acayip bir ölüm olayındaki adlî komplikasyonlarla

İNSANLARI GÖZETLEME!

Birey olarak her birimiz çileli ve sıkıntılı bir hayat yaşıyoruz. Huzur ve mutluluk denilen yaşantıya ulaşmak için çekmediğimiz, katlanmadığımız hiç bir anımız yok gibi.

         Hele biraz daha  diyerek aradığımız huzur ve mutluluğu hep geleceğe erteliyoruz. “Bulduk” dediğimiz anlarda ise sarhoşluk süremizin bitmesi ile sınırlı. Ne zaman ayılıp gerçekle karşı karşıya gelince aynı tas ve aynı hamamla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

         İki dostun bir araya gelişinde