İnternette Arayınız!

17 Eylül 2013 Salı

Zorunlu Bir Açıklama/Bekir Akkaya

Seçimler yaklaştıkça Kumrumuzda siyasi yazı ve yorumlar çoğalmış ve özellikle de Kumru M… adı ile başlayan bir Facebook sayfası bana göre doğru – yanlış önemli değil  ciddi analiz ve yorumlar yaparak çok sayıda yorumların yapılmasına imkan sağlayarak  Kumru’da dikkatle takip edilen yayın haline gelmiştir.
Aldığım çok sayıda mesajlardan ve Kumru’da yüz yüze geldiğim bir çok insan tarafından ilgili sayfalarla ilişkilendirildiğim ciddi manada beni rahatsız etmiştir.
Şahsıma ait internet sayfaları yıllardır bilinmektedir. Yine adıma ait blog sayfasında yazacaklarımı sizlerle paylaşmayı sürdürmekteyim.
Şahsi bir düşüncem ve siyası görüşüm olsa da özellikle görevim nedeniyle bugüne kadar siyasi bir yazı ya da yoruma imza atmadığım gibi bundan böylede bu tutumum sürdürülecektir.
Derdim hep yaşadığım yerin güzel olması,  bir vatandaş olarak olumlu şeylerin hatırlatması oldu ve olacak…
Kendi sayfalarım dışında hiçbir olumlu ya da olumsuz yayınlarla alakam olmadığını ve olmayacağını hatırlatır beni tanıyan tüm insanlara sevgi, saygı ve selamlarımı sunarım…
BEKİR AKKAYA İLE İLGİLİ SAYFALAR

BEKİR AKKAYA /17 Eylül 2013/KUMRU

Bekir Akkaya

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Fizme Bayramları Üzerine/Bekir AKKAYA



YUKARIDAMLALI’DA MUHTEŞEM BAYRAM ŞENLİĞİ

Ordu’nun Kumru ilçesi Yukarıdamlalı beldesinde belediye tarafından düzenlenen bayram şenliği yoğun katılım ve coşkuyla geçti.

RAİF ÇEVİRME


ORDU (İHA) - Ordu’nun Kumru ilçesi Yukarıdamlalı beldesinde belediye tarafından düzenlenen bayram şenliği yoğun katılım ve coşkuyla geçti.

3 yıl önce belediye tarafından organize edilmeye başlanan Ramazan bayramı şenliklerinde bu yıl Kırkpınar’daki başpehlivanlar da katılarak güreş tuttu. Güreş alanında yer bulamayan bazı vatandaşlar da ağaçlara ve ormanlık yamaçlara çıkarak güreşi izledi. Yukarıdamlalı ve Fizme beldesine has ünlü ceviz helvası ustaları tarafından yapılarak pazarda satışa sunuldu. Şenliklere İçişleri eski Bakanı İdris Naim şahin, Ordu Milletvekili İhsan Şener, İzmir Milletvekili Ali Aşlık,Başbakanlık

9 Ağustos 2013 Cuma

Fizme Bayramları Üzerine / Bekir AKKAYA

Hani derler ya,
            “Eğri oturup doğru konuşalım.”
            Biz sayfalarımızda Fizme’deki dini bayramlarımız üzerine onlarca yazı kaleme aldık. Ve almaya da devam edeceğiz.
            Daha önceki yazılarımızda da belirttiğim gibi son zamanlarda bu bayramlara gitmiyorum. Bu gitmemeyi de fiilen belde belediyeleri kalkıncaya kadar sürdüreceğim. Nedeni ise Fizme halkının dini bayramlarını birilerinin sahiplenmesi. Oysa bu Fizme’nin dini bayram kutlamalarının yüzyıllara kadar uzanan bir geçmişi mevcuttur. Bunun aksini söyleyen hiçbir etkinliğin içersinde bir Fizmeli olarak

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Yatılı Okumak Ya da YİBO/Bekir AKKAYA

Tam on üç yıl devletin yatılı okullarında okudum. Bugün yine sıfırdan başlasam yine de devletin yatılı okullarında okumayı tercih ederim.
Yatılılığı çok çok istediğimden olsa gerek mesleğimin son iki yılını da yine çok farklı bir yatılı okulda geçirmekteyim.
            Evet Şimdi, kiminin İBO, kiminin de YBO dediği Kumruluların  “tepedeki okul” dedikleri Kumru İMKB Yatılı Bölge Ortaokulunda görev yapmaktayım. Yatılı okullarda okuyarak öğretmen olmuş bir kişi olarak Allah nasip ederse öğretmenlik mesleğine de yine bir yatılı okulda noktayı koymak benim için çok anlamlı olacaktır.
            Devlet okullarında ve yatılı olarak okumayı tercih etmemin en büyük nedeni “Devletin dışında” hiçbir kurum veya şahısa borçlu kalmama olarak

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Güler Kumru (Kayalık)'la Söyleşi ve Fotoğraf / Bekir AKKAYA

GÜLER KUMRU (KAYALIK) : FATSA – ELEKÇİ KÖPRÜ’SÜ AÇILIŞINDAKİ DUA EDEN DİN ADAMI “HACI TEVFİK MÜFTÜ EFENDİDİR”

 Bugün çok değerli bir hanımefendi ile tanıştım. Yaklaşık dört saate yakın sohbet ettik. Kumru ilçesinin kurulmasından bu yana bilinmeyenleri öğrenme fırsatım oldu. Bugün Güler Hanımefendi’nin bana anlattıkları elimde bulunan bir çok belgeyi de doğruluyordu. Ben bu sohbette bildiklerimin

29 Haziran 2013 Cumartesi

Başörtüsü Zulmü Devam Ediyor/ Bekir AKKAYA

Güya Üniversitelerde Başörtüsü sorunu Bitti.
Yalan...
Hem de Şimdi daha da derinden yapılıyor...
Kız çocukları aşağılanıyor...
Sorgulanıyor....
Alaya alınıyor...
Yazılı olmayan uygulamalrda düşük not veriliyor...
İsimlerinden bile anlam çıkartılıyor...
Sınıflarda bırakılıyor...
Yılları Çalınıyor...
Hiç bir uygulamaya katılmayan öğrenciler bizim kafadan diye geçiriliyor...
Örtüsünden ve inancından dolayı çocuklar sınıfta bırakılıyor...
Üniversitenin kendi içindeki iktidar mücadelesinde...
Çocuklar Harcanıyor...
Hiç bir yetkili bunlara önlem almıyor...
Yine ikna metotları uygulanıyor...
Hatta daha da ötesi başı açık olanlar bile inancından dolayı süründürülüyor...
Zeki öğrencilerin önü kesilmek isteniyor...
Bunun sonu

24 Haziran 2013 Pazartesi

İstanbul Kumrulular Derneğinden Bekir Akkaya'ya Teşekkür

İstanbul Kumrulular Derneği'nden "Dernek Çalışmalarına Katkıları Nedeniyle" Bekir Akkaya'ya Dernek Başkanı Celalettin Dervişoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Çaya tarafından Teşekkür Plakati

Kumru Müftülüğü'nden Bekir Akkaya'ya Teşekkür Belgesi

Kumru Müftüsü Sayın Abdullah Pamuklu'dan "Kumru Müftülüğü Etkinliklerine Katkı Nedeniyle" Bekir Akkaya'ya Teşekkür Belgesi Verildi

Kumru İlçesi (1992)

1962 Yılı Kumru İlçesi
Bekir Akkaya Arşivi
İlk Kez 2000 Yılında www.kumru.org sitesinde Bekir Akkaya Tarafından Yayınlanmıştır...

Atları Konuşturan Adam Zaloğlu Rüstem/Haber

İki gün önce Zaloğlu Rüstem Ağa olarak tanınan Çokdeğirmenli Cemal İşcan’ı ziyarete gittik. Dostum Harun Muslu Zaloğlu Rüstem için “Atları konuşturuyor ve horozların dilinden anlıyor.” Derdi de inanmazdım. Ama gördüklerim karşısında inanın hayrete düştüm.


Çevresinde Zaloğlu Rüstem Ağa diye bilinen Cemal İşcan 30 yıldır atlarla uğraşan birisi. Karadeniz Bölgesinde tüm at yarışlarına katılarak onlarca ödül almış. Yarış aleminde ne tanımadığı ne de onu tanımayan kimse var. En önemli özelliği ise atların dilinden anlaması.

Zaloğlu Rüstem sadece atlara değil Horozlara da büyük ilgisi var. Nasıl atlarla ilgili tüm ayrıntıları biliyorsa aynı şey horozlar için de geçerli. Bir ara anlamadığımız bir sesler çıkardı akabinde kendisinin gözü gibi koruduğu horuz yanımıza çıka geldi. Bizlerin bakışları arasında horozun kulağına bir şeyler fısıldadı ardından horoz tam otuz beş saniye öttü. Ötmesini ancak horuz yere bayılınca kesti.
               Çokdeğirmenli Cemal İşcan horozları Kırıkkale’den getirdiğini ifade ederek “ Bu horozlar öyle bir horozdur ki bunlar Denizli’den getirilip Kırıkkale’de farklı bir tür oluşturuluyor ve ben de şimdilik burada yaptığım değişik bir yöntemle daha da farklı bir tür oluşturuyorum. Geliştirdiğim bir metotla da konuşamadığı halde benim dilimden anlayan bir “Horoz türü” geliştirdim. Ve bu horozlar yetişkin bir evlattan öte beni dinler

Diyalog Yazımıza Cüneyt Şenel'den Açıklama Geldi

selamunaleyküm sevgili hocam.
bu akşam çok ilginç bi tevafuk oldu sizle paylamak istedim.:)
sizin diyaloğun çuvallaması yazınızı okudum. ve orda geçen HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU. ayetini düşünüyordum.. sonra hali haızrda okuduğum bediüzzaman ın muhakemat eserine devam ettim. inanır mısınız. aynı konudan bahsedilen bi bölümle karşılaştım. ilgili bölümü sizle paylaşmak istedim.bediüzzamanın ifadelerinde ilgimi çeken kısımlar.dili çok ağır bazı yerleri anlamadım ama.Ve mazi başkalara ve istikbal bize ait olacağına beşaret verir.diyo.. mesela.. ve anladığım kadarı ile belki yanlış

17 Haziran 2013 Pazartesi

Kumru İlçesi Siyah Beyaz

Bekir Akkaya'nın Arşivinde bulunan bu fotoğraf ilk kez  Bekir Akkaya Tarafından www.kumru.org'ta yayınlanmıştır.

Kumru İlçesi (Eski Bir Fotoğraf) -Bekir Akkaya Arşivinden...

Bu Fotoğraf Arşivimizde Olup ilk kez Bekir Akkaya Sayfası olan http://my.opera.com/kumruhaber 'ta Yayınlanmıştır...

Kumru İlçesi -Siyah Beyaz(1975)

Bekir Akkaya'nın Arşivinde bulunan bu fotoğraf İlk kez Yine Bekir Akkaya Sayfası Olan www.kumru.org'da Yayınlanmıştır....

1961 Yılı Kumru İlçesi

1961 Yılı Kumru İlçesi
İlk Yayınlandığı Yer : www.kumru.org
İlk Yayınlayan : Bekir AKKAYA

13 Haziran 2013 Perşembe

Kendime Öğütler - Şiir / Bekir AKKAYA

Bu kez sizlere 25.07.1976 Pazar günü “Kendime Öğütler” adında yazdığım bir şiiri sunmak istiyorum. Bundan tam 32 yıl önce yazdığım bu şiiri yaz tatilinde moralimin bozuk olduğu bir günde Fizme – Karapınar Mahallesinde bir mısır tarlasının içersinde yazmıştım. İşte söz konusu o şiirim.

KENDİME ÖĞÜTLER

Kendim bu yolumuz bir hayli uzak.
Uzak yolu bırak tez gidemezsin.
Gidilecek yerler vahşi ve çorak.
Bu gidilecek yeri sen bulamazsın.

*********
Bu inat düşünce seni yok eder.
Bırak bunları da biraz beri gel
Bu işler kötüdür az kendine gel.
Bu inatla sen iş beceremezsin

*********
Gönül dedim sana kıl namazını.
Büyük sözüne git tut ramazanı.
Nefis kötü şeydir aldatır seni.
Kaybolduğun dağda yol bulamazsın.

*********
Annen ihtiyardır baban ihtiyar.
Sözünü dinleyen olur bahtiyar.
Gönül dediğin de vefasız bir yar.
Deşilir yaralar sardıramazsın.

Hergele - Şiir / Bekir Akkaya

Hiç emek vermedi pahalı sattı.
Yemin billâh etti, çok yalan kattı
Sıkıştığı yerde attı da attı.
Uzaktan göründü bak şu gelene.
Mahalleyi sulandırdı hergele…

*******
Bir camiye gitti, yalandan kıldı.
Bilmediği şeydi, kıldı da kıldı.
Hacı gördü hoca gördü sarıldı.
Fetvayı bastırdı, dağıttı yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.

*******

Ben sizdenim dedi, öteye geçti.
Meyhaneye gitti içti de içti.
Davette yedikçe kendinden geçti.
Sofranın başına oturdu yine.
Kafaları karıştırdı hergele.

*******
Tevbe şükür dedi, yalan konuştu.
Bulduğu kazları yoldu da yoldu.
Ne oradan oldu, ne şurdan oldu.
Güçlü gördüğüne takıldı yine,
Kafaları karıştırdı hergele…

11 Haziran 2013 Salı

Görme Engelliler Derneği Tüzüğü

KARADENİZ GÖRME ENGELLİLER DERNEGİ ANA TÜZÜCÜ

BİRİNCİ KISIM GENEL HÜKÜMLER

MADDE 1- DERNEGİN ADI-MERKEZİ ve AMBLEMİ:

Derneğin Adı : "Karadeniz Görme Engelliler Derneği" dir.
Merkezi : Ordu iline bağlı Kumru ilçesidir.Ordu iline bağlı Fatsa ilçesinde irtibat bürosu bulunmaktadır. İkametgahı: Samur Mahallesi Belediye İş hanı Kat : 1
Amblemi :Daire içinde fındık fındığın içinde göz, dairenin üst çemberinde derneğin ismi alt çemberinde ise Karadeniz görme engelliler derneği 2007 yazısı mevcuttur

MADDE 2- DERNEGİN AMACI ve ÇALIŞMA KONULARI:

Derneğimiz, görme engellilerin her türlü sorunlarına demokratjk, çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı olarak çözüm getirmeyi amaç edinmiştir. Bu doğrultuda ülkemizin her tarafında ve yurt dışında faaliyet göstererek;
a) Görme organı kaybının. önlenmesi görme engellilerin tespit edilerek eğitim, rehberlik, rehabilitasyon sorunlarının çözülmesi, görme engellileri , topluma tanıtma ve toplumla kaynaştırılması amacıyla çalışmalar yapar.
b) Görme engellilerin istihdam edilebileceği meslekleri araştırır, amacına uygun işyerleri açar, işletir, özürlülerin istihdamını yaygınlaştırmak amacıyla resmi ve özel sektör kuruluşlarıyla işbirliği yapar.
c) Görme özürlülerin ihtiyaç duydukları araç ve gereçlerin sağlanması için satın alma, üretim, ithal, vb yöntemlerle çalışmalarda bulunur.
ç) Görme engellilerin ekonomik, kültürel ve sportif ihtiyaçlarının giderilmesi için yurt, pansiyon, stüdyo, matbaa, kütüphane, lokal, kamp, misafirhane, yardımlaşma sandığı, vakıf, iktisadi işletme, şirket, rehabilitasyon merkezi, sosyo-kültürel tesis, eğitim merkezi, dershane vb. yerleri kurar, devralır ve işletir.
d) İhtiyaç sahibi görmeyen öğrenci ve işsizlere eğitim ve sosyal amaçlı yardımlarda bulunur.
e) Görmeyenlerin hukuki, sosyal, ekonomik,

Kumru ve Köylerinde İlk Kurulan İnternet Sitesi Fizme.com

Kumru’un ilk internet sitesi olan www.fizme.com sitesi kurulduğundan bu yana ilgi ile takip ediliyor. Dünyanın tüm Fizmelilerini sayfalarında buluşturan site yüzlerce fotoğraf barındırıyor. Fotoğraflar arasında “Vefat Eden Tüm Fizmelilerin” fotoğraflarının da yer aldığı sitenin özellikle ziyaretci defteri uzak ve yakın tüm Fizmelilerin olduğu gibi çevre köy ve ilçelerinden de haberleşmelerin büyük katkı sağlıyor.

Sitede ayrıca Fizme Sitesinin Sahibi ve yönetmeni Mehmet Arşin’in de şiirleri bulunuyor. Almanya’da bulunan bir memleket sevdalısı Mehmet Arşin’le birlikte oğlu Engin Arşin’de bu sitede gurbetteki Fizmelileri buluşturma noktasında büyük gayret sarfediyor.

www.kumru.org sitemizin de sponsorluğunu yürüten Mehmet Arşin’e bu karşılıksız memleket hizmetinden dolayı sitemiz adına teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz.

www.fizme.com Sitesi'ni ziyaret ederek kurulduğundan bu yana yüzlerce fotoğrafa ulaşmanız mümkündür.

NOT: Kumru.org sitemiz Değerli Dostum Mehmet Arşin sayesinde bugünleri gördü. SİYARETCİLERİMİZ ADINA DA TEŞEKKÜRLER …Bekir AKKAYA/KUMRU HABER/KUMRU

Bir Türküyle Sarıkamış - Şiir ve Yazı / Bekir AKKAYA

Destanları ve Halk Türkülerini çocukluktan beri severek okurum. 1970'li yıllarda, bugün çok fazla alışık olduğumuz cinayet ve buna benzer haberler bir şekilde destanlaştırılır ve sokaklarda beş veya on kuruşa satılırdı. Boyna asılı teyp eşliğinde destan satan kişiyi biz çocuklar büyük bir ilgi ile izler, aldığımız destanı evlerimize götürür aynı makamla büyüklerimize okurduk. Bilhassa yaşlı büyüklerimiz "ah yavrum-vah yavrum!" eşliğinde gözyaşları sel olur, destanlar büyük bir özenle korunur, bütün köylerde elden ele dolaşırdı. Destan dörtlükleri daha çok "anneler-babalar" kelimeleri ile biterdi. Destanı çok güzel okuyan çocuklar her ortamda aranır, bulundukları yerlerde önemsenir izzet ve ikramlarla takdir edilir ve aferimlerle destan tekrar tekrar okutturulurdu. 
Her Halk Türküsünün bir hikâyesi mevcuttur. Hatta bir çok halk türküsü destanların ufak bir bölümü olarak karşımıza çıkar. Destanların en önemli özelliği hikâyeyi de içersinde barındırarak olayı en ince ayrıntısına kadar işlemesi ve tüm insani duyguları birazda abartılı olarak destana yansıtması destanın halk tarafından kabul

İsmet Erçal'ın Zaman Tüneli Kitabı'na Takdim Yazısı/ Bekir Akkaya

TAKDİM /Bekir AKKAYA

"C. Sandburg :- "Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür."derken. İlhan Berk ise "Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur." İfadesini kullanır. 
İnsan gerçekle hayal arasında gidip gelir. Gerçek gönülden, hayal gönülsüzlükten oluşur. Gönüle yaklaşıldıkça özede yakınlık başlar. Öz ise bakidir. 
Herkese ölüm kaçınılmazdır. Özde ise ölüm yoktur. Gerçeğin öz olduğunu kabul edenler ölseler de öze dönüşün başı ve yeni bir doğuş olduğunu bilirler. Özde zaten dünyaya doğmakla var olmamıştır. Öz vardır ve ölümsüzdür. 
İlerinin ilerisi olduğu gibi, gerinin de gerisi vardır. Bu iki arada en çok dolaşanlar ise şairler ve şair ruhlulardır. 
Öze yaklaşıldıkça sözcükler kendiliğinden oluşur. Şiir özden sızan bal damlaları ya da özün ölümsüzlüğünün dünyaya yansımalarıdır. 
Dünyaya nizam ve intizam ancak şair ve şair ruhluların çoğalması ile mümkündür. 
1992 yılından bu yana tanıdığım İsmet Erçal şiirliğinin yanı sıra gerçek bir gönül adamı ve bir Kumru sevdalısı. Kumruda taşların ve geçmişin efsaneleri ondan sorulur. Eşine ender rastlanan 40'ın üstündeki gösterileri ile dikkatleri Kumru'ya çekmiştir. Şairlerde bulunması

Kumru'yu Tanıyalım/Bekir Akkaya


A-KUMRU'NUN TARİHİ

Kumru'nun tarihinden söz etmek için, öncelikle Fatsa ve Ünye İlçelerinin tarihine bakmak gerekir. Yüzölçümü 344 kilometrekare ve denizden yüksekliği 450 metre olan kumru ilçe merkezinin kuruluşu çok yenidir. Ancak Fatsa'ya bağlı bölge olarak yerleşimin tarihi çok eskilere kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Fatsa ve Ünye merkezlerine İniş ve yerleşme M.Ö.3000 yılına kadar gider. Sahilden iç bölgelere yerleşme ise bu tarihlere kadar dayandığı görülür. Sebep ise, sahilde sıtma hastalığının çok yaygın olması olarak g

Fatsa Pontos Krallarından Farnakes tarafından kurulmuştur. Ünye ise M.Ö. 1270 yıllarında yapılan Truva Savaşları sonucunda sömürge haline getirilmiş bir bölgedir. 2. Farnakes'ten sonra Fatsa Bölgesi'nde ayrı sülaleden gelen Polemen hükümdarlık yapmıştır. Fatsa'dan Trabzona kadar uzanan sahil şeridi ile iç kesimlerde kalan Tokat-Niksar, dolayısıyla kumru Bölgesini kaplayan bir sahada Pont Polamonyan Devleti (Polamonyak) kurulmuştur. 
Kumru ve Fatsa çevresi M.Ö 584-555 yıllarında Pers İmparatorluğunun elinde kalmış, iskender'in M.Ö. 344 yılında Anadoluya geçmesiyle M.Ö. 331 yılında Kumru ve çevresi Perslerden alınarak
 Pont Devletinin hakimiyeti altına girmiştir.

Sülalemiz Haliefendioğulları Şeceresi- Ülkü Kumral Çalışması

BU SAYFALARDAN HİÇ BİR ŞEKİLDE BİLGİ BELGE VE DÖKÜMAN ALINAMAZ
TÜM FOTOĞRAF BİLGİ VE BELGELER BEKİR AKKAYA VE MİRASCILARINA AİTTİR.

Kumru İlçesi (1961)


Sülalemiz Haliefendioğulları'nın Kökeni (Fotoğraf)/ Ülkü Kumral Çalışması

BU SAYFALARDAN HİÇ BİR ŞEKİLDE BİLGİ BELGE VE DÖKÜMAN ALINAMAZ
TÜM FOTOĞRAF BİLGİ VE BELGELER BEKİR AKKAYA VE MİRASCILARINA AİTTİR.

Korgan İlçesini Tanıyalım / Bekir AKKAYA

KORGAN İLÇESİ 
         Orta Karadeniz Bölgesi’nde, ordu iline bağlı bir ilçe olan Korgan, kuzeyinde Fatsa, güneydoğusunda Aybastı, Güneybatısında Niksar, kuzeybatısında Kumru ilçeleri ile çevrilidir. 
            Merkezle birlikte beş belediye ve 16 köyden oluşmaktadır.
            Ordu’ya 91 km olan Korgan,  Fatsa’ya ise 36 km’dir. Kumru'ya ise Fizme yolu istikametinden 17 km'dir.
            Korgan’a gitmek için Samsun’dan gelirken Fatsa girişindeki Elekçi Deresi Köprüsü’nün girişinden sağ tarafa Kumru yoluna girdiğinizde Korgan yoluna da girmiş olursunuz. Elekçi Deresi’nin takip ederek 36 km’nin yarısına gelip sola döndüğünüzde mutlaka Korgan’a ulaşırsınız.
           Ordu İlinin iç kesiminde yer alan Korgan’ın topraklarını Canik Dağlarının uzantılarından Eğrikır Dağı engebelendirir. Dağ ve tepelerden oluşan ilçe topraklarındaki dağların yüksekliği 2.000 m.ye ulaşmaktadır. Bu engebelerin dışında düz alan yok denilecek kadar azdır. 
            Korgan İlçesinde bir çok yayla mevcuttur. Bunlardan  başlıcaları şunlardır. Armutalan Yaylası, Çayıralan Yaylası,
Çobantepe Yaylası, Düzdağ Yaylası, Eğricesu Yaylası, Göltepesi Yaylası, Kürtünlü Yaylası, Osmankolu Yaylası, Taşkesik Yaylası, Karucuk Yaylası, Tepealan Yaylası, Turnalık Yaylası. Bunlardan en önemlisi Korgan Yaylası( Obası) olup Korgan Belediyesi tarafından,ilki 1994 yılında yapılan ve geleneksel hale getirilen oba şenlikleri düzenlenmektedir.Bu şenlikler çerçevesinde;bisiklet yarışları,koşu,futbol

Yeter Artık (Şiir) /Bekir AKKAYA

Bu filmi çok izledik, aynı tas aynı hamam
Gezi eylemleri de filmin sonunda kalan
Görününler masumdur, gizli eldir kuduran
Bu halk artık uyandı para etmez palavra
Yüzde elliye bak ta, kafa yor sen de anla

Unutmadık henüz biz, Ali’yi Fadime’yi
Mecliste “yuh” çekerek, “hadleri bildirmeyi”
Kat sayı engelleri, Küstah çevik birleri,
Kanmaz artık bu millet, “kurtarıcılara” asla
Ak Parti’ye bir bak ta, kafa yor sen de anla

Nizamı kapattınız, Selameti saf dışı
Bu halk ne yazı gördü, ne de yaşadı kışı
Olmayan düşmanlarla “irtica” sofra aşı
Tıktınız, yedirdiniz zorla zulümle halka
Halkın inancına bak, kafa yor sen de anla.

Ordu sizin değil ki, bu halk askerdir asker
Yüzde doksan dokuzlar, yüzde birleri besler,
Semirdiğiniz yeter, zalimlikleriniz yeter,
Bundan sonra size mi, oyumuz yok hiç asla,

14 Mayıs 2013 Salı

TARAKÇI HAMİT HOCA (HAMİT KISIK) / BEKİR AKKAYA


Elimde “Tasavvufta Mekki Yolu” adında Mehmet Fatsa’nın yazdığı 212 sayfalık bir kitap var.  Kitap “Mavi Yayıncılık” tarafından İstanbul’da 2000 yılında basılmış.
            Kısaca Kitap;  Tarikatlarla ilgili bilgi verdikten sonra, özellikle de Nakşibendilik’in tarihi ve gelişimi ile geniş bir bilgi içermektedir. Daha sonra da Mekki Silsilesi incelenerek Sivaslı İsmail Hakkı Toprak Hazretlerine intikal eden Mekki Silsilesinde Mevlana Halit Hazretleri’nden sonra yer alan isimler  anlatılıyor.
            Mehmet Fatsa’nın yazmış olduğu Tasavvufta Mekki Yolu kitabı Babam Mehmet Akkaya’nın da bağlı olduğu (B.A.) İHRAMCIZADE diye tanınan Sivaslı İsmail Hakkı Toprak Hazretlerini geniş bir şekilde incelemiş. Kitabın dördüncü bölümünde Sivaslı İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Hazretleri’nin tanınmış müritleri ile kısa bilgiler içermektedir.
            Kitapta bizlerin yakinen tanıdığı Hamit Tarakcı Hoca (Hamit Kısık)’ın kısaca hayatı yer almış.
             Hamit Hoca ile ilgili bilgiye başlanırken “Hamit Hoca, Korgan İlçesine bağlı Fizme Köyünden…” ifadesi yer almış. Çok önemli olmasa da Fizme Korga’na değil Kumru İlçesi’ne bağlı, şimdi ise köy de değil bir beldedir.
            Hamit Hoca ile ilgili asıl giriş şöyle olmalıdır.
            "Tarakçı Hamit Hoca (Hamit Kısık) Ordu’nun Kumru İlçesine bağlı Fizme Beldesi Karapınar Mahallesinden olup kabri Fatsa’da Mağazalar başında bulunmaktadır."
            Babam Rahmetli Mehmet Akkaya Hoca da Sivaslı İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Hazretlerine bağlı idi. Rahmetli Mehmet Alkan (Hafız Emmim) ve rahmetli Hafız Mehmet Buladı ile ayda bir kez Sivas’a giderlerdi. 
            Fizme Karapınar’dan Emekli İmam Hatip İsmail Hakkı Arş’la bir mitingten gelişimizde biz de Fatsa’nın Çaltumar Köyünde İsmail Hakkı Hazretleri’nin

Ozan Selami (Selahattin Sara)'yı Rahmetle Anıyorum / Bekir Akkaya

Nasip olursa elimdeki tüm bilgileri internete aktarmayı düşünüyorum. Bu cümleden olarak bana yazılanları da zaman zaman sizlerle paylaşmanın hoş bir şey olacağı kanaatindeyim. Hele de vefat ederek aramızdan ayrılan dostlarımızı hatırlamak ve onlara bir fatiha olsun göndermek elbette görevimizdir.
Notlarımın arasında aramızdan ayrılan bir dostumun kendi el yazıları ile bana yazmış olduğu şiirleri görünce hayli duygulandım. Daha önceden bir gazetede kısaca hayatını http://bekirakkaya.blogspot.com/2008/06/ozan-selamiyi-rahmetle-anyorumbekir.html yazmış olduğum Kumrulu Ozan Selami yani Selahattin Sara’dan söz ediyorum. O benim çok iyi bir dostumdu. Kendisine Allah rahmet etsin diyorum. Çok güzel şiirler yazardı. Hatta benim bildiğim yüzlerce şiiri bulunan bir defteri vardı.

Benim tahminim bu birinin elinde. Sağlığında bunu kendine vermişti. Ve bana da söylemişti. Ben buradan bu defter kimde ise bunu ortaya çıkarsın ve Ozan Selami’nin canı kadar koruduğu şiirleri bari vefatından sonra basılsın. Ve Kumru çok güzel bir şairi ile tanışsın. Ozan Selami’nin yakınlarını tanımıyorum.

Selahattin Sara (Ozan Selami) Üzerine / Bekir Akkaya

1956 yılında Kumru Kadıncık Köyünde doğan, Kumrulu Ozan Selami (Selahattin Sara) 1997 yılında Kumru için yazdığı bir şiirinin son dörtlüğünde “İnsanları güleç yüzlü, Sevgi dolu şirin sözlü, Selami gibi Ozanı, Var bilinmez Yeşil Kumru.” Diyordu. Selahattin Sara bundan dört yıl önce genç yaşta vefat etti. Hayatta olduğunda kıymet görmemesinden ve tanınmamasından üzüntü duyduğunu, yazdığı şiirden anlıyoruz.
           Selahattin Sara(Ozan Selami) iyi bir dostumdu. İki günde bir, bir araya gelir sohbet ederdik. Gazete ve dergilerde çok sayıda yayınlanmış şiirleri vardı. Yayınlanmamış yüzlerce birbirinden güzel şiirlerin büyük bir kısmını sağlığında okuma fırsatım oldu. Yayınlanması için çok çaba sarf etmeme rağmen büyük ihtimal para nedeniyle sağlığında şiirlerini bir kitap haline getiremedik. Bugün sadece dergi ve gazetelerde yayınlanmış şiirleri bir araya getirilse çok kaliteli şiir kitabı ortaya

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Yalnızdam (Serkiz) Köyü'nün Kısa Tanıtımı/ Bekir Akkaya

Yalnızdam Köyü Kumru İlçesine bağlı Kumru – Fatsa arasında anayol üzerinde bulunan dere kenarında bir köydür. 

Kumru’nun tarihinde de önemli bir yeri olan Yalnızdam Köyü Kumru’dan da önce İlk İdari Teşkilat Trabzon Vilayeti Samsun Sancağı Yalnızdam köyü Nefs-i Serkeş Kadılığı olarak ilk yerleşme yeri olarak Kumru’nun tarihinde önemli bir yere sahiptir. 

Kumru’nun köyleri içersinde okuma oranı ile de dikkatleri üstüne çeker. 9 Mahallesi bulunan köyün 2 okulu ve 4 camisi mevcuttur. 

800 nüfusu bulunan köyün büyük bir nüfusu da Kumru dışında yaşamaktadır. Fındık mevsiminde köyün nüfusu iki binlere kadar çıkmaktadır. 

Kumru- Fatsa arasındaki asfalt yol Yalnızdam Köyü toprakları içersinden geçmektedir. Köyler içersinde en çok yol ağına sahip olan köyün mahalle yolları son derece bakımsızdır. Kumru ya da Fatsa’ya giden Güneycik, Fizme,
 Tekkeköy, Gökçeli ve Beyceli köylerinin gidiş-gelişleri de yine Yalnızdam Köyü üzerinden yapılmaktadır. Bütün köy yolların kesiştiği Yalnızdam Köyü’nün mahalle yolları son derece bakımsız ve hatta bir çok eve araç hiç gidememektedir. 

Kumru İlçesi’nin ilk yerleşim yeri olarak tarihi bir vizyona sahip olan

FİZME BELDESİNİ TANIYALIM / fizme.com / Bekir AKKAYA


Fizme Beldesi Kumru-Korgan arasında bir yerleşim birimidir. Kumru’dan Korgan arasındaki yol tam 17km olup, Kumru’dan çıkıp 3 km Duman Köyü ve Duman’dan hemen sonra 6 km olunca Fizme topraklarına ulaşılmaktadır.
15500 metre kare bir alana sahip olan Fizme’nin Güneyinde Avdullu Köyü, Güney Doğusunda Korgan, Doğusunda Fatsa Beyceli Köyü, Kuzeyinde Güneycik ve Akçadere, Kuzey Batısında Duman Köyü ve Güney Batısında ise Yukarıdamlalı Beldesi (Yukarı Fizme) bulunmaktadır. Ayrıca Fizme topraklarından ayrı Aktana mıntıkası da Fizme topraklarına bağlıdır.

2000 yılında yapılan nüfus sayımında 4250 olan nüfus son sayımda 2468 olarak gerçekleşmiştir.

Mahalleller : Karapınar Mahallesi, Ecelli Mahallesi, Ömerli Mahallesi, Afullu Mahallesi, Ezetli Mahallesi, Çavdar Mahallesi, Keşlik Mahallesi, Çakıllı Mahallesi, Çatak Mahallesi olarak mahalleri mevcuttur.

Fizmeye ulaşım son derece kolaydır. Kış ve yağmurlu havalarda yollar ulaşıma her an açıktır. Halkının sıcak ve cana yakın oluşu dışardan Fizmeye gelenleri Fizmeyi sevdirmiştir.

Kumru'da mahalli (yerli) ağız ve özellikleri/ Kent Haber/ Bekir Akkaya


Kumru yerel (mahalli) ağzı Orta Karadeniz Bölgesi ağızları gurubu içinde yer alır. Mahalli kelimelerin kullanılışı Kumru şehir merkezinde biraz özelliğini yetirmekle beraber, bilhassa bazı köylerde canlılığını korumaktadır. Mahalli kelimelerin kullanılışı Kumru şehir merkezinde biraz özelliğini yetirmekle beraber, bilhassa bazı köylerde canlılığını korumaktadır.

KUMRU’DA YEREL AĞIZ ÖZELLİKLERİ

1. Bilinen ünlülerin yanında bir de kapalı (e) ünlüsü vardır. Ünlü (sesliharf) değişmelerine çokça rastlanır. Değişimler;
a) Sözcük başı değişimler,
a/e : Esker (Asker)
i/e : Eyi (iyi)
b) Sözcük içindeki değişimler;
a/u : Muhalle (Mahalle)
i/ı : Hızmet (Hizmet)
ı/u : Altun(Altın)
o/u : Buynuz (boynuz)
ü/ö : gözel(güzel)
c) Sözcük sonu değişimler.
ı/u ayu (ayı)
2. Bunların yanı sıra üçüncü tekil kişi zamirinde görülen değişmelere de oldukça sık rastlanan değişimlerdir.
o/u , u/o : uçun (için)
ı/u değişmeleri de sık rastlanır.
3. Mahalli (yerel) ağızda ünsüz düşmesi sonucu ünlü uzamaları görülür.
Balamak (bağlamak), aşam (akşam), memet (mehmet)
4. Ünlü uzamaları, hece düşmeleri de ortaya çıkabilir.
Aşşa (aşağı), aya (ayağı)
5. r,ı ünsüzleriyle başlayan sözcüklerin başına ı,i seslilerin eklendiği görülür.
Iliman , ireçel, irecber
6. Kumru ve köylerinde mahalli ağızda düzlük, yuvarlaklık uyumuna aykırı kullanışlara çok rastlanır.
Mamur(memur), gaşuk(kaşuk)
7. Kumru ve köylerinde, sözcük başında, ortasında ve sonunda sessiz(ünsüz) değişimleri de çokcadır. Bunlardan kelime(sözcük) başındaki k/g değişmesi nerdeyse kural niteliği kazanmıştır.
a) Sözcük başındaki değişmeler,
ç/c : Cenber(çember) , cıblak (çıplak)
k/g : gız (kız) , gıl (kıl)
p/b : bekmez (pekmez), bazar (Pazar)
s/z : zabah(sabah) . zabı (sabi)
t/d : daş (taş) , duz(tuz)

b) Sözcük ortasındaki ünsüz(sessiz) değişmeler
k/g : dakga(dakika) , Angara (Ankara)
b/p : dabanca ( tapanca)
Ayrıca Anşa(Ayşe), isdemek(istemek), örneklerinde görüldüğü gibi kimi zaman y/n, t/d değişmeleri de vardır. Ancak bunlar kurallaşmamıştır.
b) Sözcük sonlarında değişmeler,
P/b : mektub (mektup) , çıkıb (çıkıp)
T/d : aded (adet) , ahred (ahret)
Y/v : köv (köy), bu tür konuşmalar bazen görülür.
8. Sık rastlanan ünsüz düşmelerinde düşen ünsüzün etkisiyle önündeki ünlü uzar. Ünsüz düşmelerinin en belirginliğini (ğ) düşmesidir.
Balamak (bağlamak) , alamak(ağlamak), dömek (döğmek)
Bunun yanı sıra Amet(Ahmet), goşu(komşu), aşam(akşam), örneklerinde görüldüğü gibi (h,l,k,y,m) düşmeleri de vardır.
9. Kimi durumlarda ünsüzler arasında yer değişmeleri olur.
Melmeket(memleket), annatmak(anlatmak), samannık(samanlık),
Yukarıda örneklerde görüldüğü gibi (nl/nn) benzeşmeleri fazladır.
Rl/ll benzeşmesi de sıkça görülür.
Hatıllamak(hatırlamak), pallamak(parlamak), talla(tarla)
Hc/cc, kt/tt, rn/nn benzeşmeleri az raslanır.
Bocca (bohça), gannım(karnım) gibi.
10. Kişi zamirlerinde üçüncü tekil kişi zamirlerinin “u” biçimini aldığı görülür. Üçüncü çoğul kişi zamiri de “unlar” biçimine dönüşür. Dönüşüklülük zamiri “kendi” sözcüğü “kendü” biçimini aldığı, çekimin, bu biçimi ile yapıldığı görülür.
“kendüm., kendün, kendüsü, kendümüz, kendünüz, kendüleri” gibi.
11. Fiil çekimlerinde birinci çoğul kişi ve

Kumru'nun Tarihi /Bekir Akkaya

Kumru’nun tarihinden söz etmek için, öncelikle Fatsa ve Ünye İlçelerinin tarihine bakmak gerekir. Yüzölçümü 344 kilometrekare ve denizden yüksekliği 450 metre olan kumru ilçe merkezinin kuruluşu çok yenidir. Ancak Fatsa’ya bağlı bölge olarak yerleşimin tarihi çok eskilere kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Fatsa ve Ünye merkezlerine İniş ve yerleşme M.Ö.3000 yılına kadar gider. Sahilden iç bölgelere yerleşme ise bu tarihlere kadar dayandığı görülür. Sebep ise, sahilde sıtma hastalığının çok yaygın olması olarak görülür.

Fatsa Pontos Krallarından Farnakes tarafından kurulmuştur. Ünye ise M.Ö. 1270 yıllarında yapılan Truva Savaşları sonucunda sömürge haline getirilmiş bir bölgedir. 2. Farnakes’ten sonra Fatsa Bölgesi’nde ayrı sülaleden gelen Polemen hükümdarlık yapmıştır. Fatsa’dan Trabzona kadar uzanan sahil şeridi ile iç kesimlerde kalan Tokat-Niksar, dolayısıyla kumru Bölgesini kaplayan bir sahada Pont Polamonyan Devleti (Polamonyak) kurulmuştur.

Kumru ve Fatsa çevresi M.Ö 584-555 yıllarında Pers İmparatorluğunun elinde kalmış, iskender’in M.Ö. 344 yılında Anadolu’ya geçmesiyle M.Ö. 331 yılında Kumru ve çevresi Perslerden alınarak Pont Devletinin hakimiyeti altına girmiştir. Pont Krallığı üç asra yakın Kumru ve Fatsa bölgesinde kalmış, merkez olarak ta Fatsa’yı değil, Fatsaya bağlı Bolaman’ı merkez olarak kullanmıştır. Kumru-Fatsa ve bu bölge Pont Devletinden kurtuluşu M.S.395 yılında Anadolu Topraklarının Doğu Roma Devletinin hakimiyetine girmesiyle son bulmuştur.

M.S. 391-395 yıllarında Orta Asya’dan büyük göçler halinde gelen Peçenek ve Kuman Türkleri Kumru ve çevresinde uzun süre kalmış, yörenin Türkleşmesinde

Kumru Evliyaları / Bekir AKKAYA

A- EVLİYA NEDİR? YA DA ORDU EVLİYALARI KİTABI ÜZERİNE :

Geçen hafta kısaca Kumru’nun tarihinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise Kumru Evliyaları üzerinde duracağız. Birkaç yıl önce Sıtkı Çebi imzası ile yayınlanan “Ordu Evliyaları” kitabında Kumru Evliyalarından hiç söz edilmemişti. Bunun üzerine Kumru ve köylerini adım adım dolaşarak bu konuyu araştırmış, araştırma sonuçlarını Ordu Haber Gazetesi - Mart-1998 tarihinde okuyucularımızla paylaşmıştık. O günden bugüne kitabın yeni baskısının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Benim Merak ettiğim konu, kitabın ikinci baskısında Kumru Evliyalarından söz edilip edilmeyeceği. Her ne kadar birinci baskıda Kumru Evliyalarınsan söz edilmemiş olsa da, okuyacağınız yazı Kumru topraklarından evliya olup olmadığı konusundan “var olduğuna dair” hiçbir kuşku bırakmamaktadır. (BA)
EVLİYA: Veliler. Velayet ve keramet sahibi. Allah’a yakın adam, iyi ahlak sahibi. KERAMET: Evliyadan sadır olan harikulade hal. (1)
EVLİYA VELİ: Tasavvufta, velayet (ermişlik) makamına ulaşan kimsenin Çoğul şekli evliyadır. Allah’ın dost ve sevgili kulu. KERAMET: Allanın veli kullarının gösterdiği olağanüstü haller. Veliyi veli kılan onun keramet göstermesi değil, Islamın

kurallarını uygun olarak yaşamasıdır. (2)
Sözcüklerden anladığımız kadarıyla Evliya; Hayatını, nefsinin arzularını yok etmeye çalışarak ibadetle geçiren; kendisinde gayb-den haber verme, halleri keşfetme gibi olağanüstü haller zuhur ettiğine inanılan, keramet sahibi olduğu kabul edilen ermiş kişilere EVLİYA denilir,
Evliya, Velinin çoğulu yani cem’idir. Veli, Kur’an’daki anlamıyla Allah’ın dostu, sevgili kulu demektir.
Yine sözcüklerden anladığımız kadarıyla, Keramet evliyadan ortaya çıkan olağanüstü hallerdir. Evliya için, zaman ve mekana göre, bir çok keramet söz konusu Alabilir, Ancak kerametini açıklamamış nice evliyalar vardır ki, biz bunların kim olduklarını bilemeyiz, Keramet haktır, doğrudur. Fakat, evliya için keramet bir hedef yani gaye değildir. Mutasavvuflara göre, evliyanın kerametini gizlemesi esastır.
Halkımız, hakkında sadece duyduğu menkıbelere göre bilgi sahibi olduğu bu kişilerin kabirlerini, türbe veya makamlarını ziyaret ederek, onların ruhaniyetlerinden yardım dilemek suretiyle, manevi bir tatmine kavuşurlar. (3)
"ORDU EVLİYALARI" KİTABI ÜZERİNE hocamız. Sayın Nuri Kahraman Bey’in Başkanlığını yaptığı, Ordu Ensar Vakf’ının çalışmalarını takdir etmemek mümkün değil. Gerek düzenlediği "Pilav Günleri" ile,