İnternette Arayınız!

22 Ocak 2021 Cuma

Bir İmam Hatiplinin Not Defteri-4


Bu yazı İmam Hatip Lisesinde okurken tutuğum notların dördüncüsü. Not Defterimden sayfa atlamadan 1977 yılında tuttuğum notları sizlere aynen aktarmaya devam ediyorum.

“Mukaddes Çile “ Mustafa 

Bir İmam Hatiplinin Not Defeteri-5

Önceden paylaştığım notlarıma devam etmek istiyorum. 

Şimdi sizlerle paylaşmak istediğim notlar 1979 yılında okuduğum Dr.H.H.Bilsel’in Kitabı “Allah Vardır”’dan alınma…
“Allah Vardır” kitabından Kur’an-Kerim’le ilgili aldığım notlar şöyle…
-----------
KUR’AN-I KERİM

Kuranı Kerim 114 süredir.

Ordu İmam Hatip Lisesi'nin Tarihcesi

Ordu merkez İmam-Hatip lisesi 1966-1967 öğretim yılında eski merkez orta okulu (Sonraki adı merkez ilköğretim Okulu) Bahçesinde bulunan ve bir süre sağlık koleji olarak da kullanılan barakalarda eğitim ve öğretime 150 öğrenci ile başlamıştır.

Bu sıralarda "Ordu İmam-Hatip Okulu öğrencileri koruma ve yaşatma Derneğince Subaşı mahallesinde (Şimdi Yeni Mahalle) temin edilen 10 dönümlük fındık bahçesi kırılarak şimdiki binamızın temeli atılmıştır. İki öğretim yılı söz konusu barakalarda eğitim öğretimini sürdüren öğrencilerimize 1968/69 öğretim yılında zemin katı ve 1.katı

ORDU İMAM-HATİP LİSESİ 1975-76 ÖĞRETİM YILI DESTANI (1975)

İlkokuldan üç yıl aradan sonra 1975 yılında Ordu İmam Hatip Lisesi Orta birinci sınıfa kayıt yaptırdım. Bilenlerin bildiği Ordu İmam Hatip Lisesinin yanındaki pansiyon binası o yıl hizmete girmemişti. Biz o yıl yani orta birinci sınıfı İmam-Hatip Lisesinin şu andaki binasının en üst çatı katında kaldık. Alt katlar sınıflarımız yani şu andaki ana binanın en üst çatı katını yatakhane olarak, alt katları da sınıflarımız olarak kullanıyorduk. En alt kat ise yemekhanemizdi.

O yıl okul müdürümüz Ekrem Şahindi ki, daha sonraki yıllarda Yalova

Ordu İmam Hatip Lisesi Grubu Üzerine


1999 yılından bu yana internetle çok içli dışlı olmama rağmen FACEBOOK’ta Ordu İmam Hatip Lisesi Mezunlarının grubunu yeni keşfettim. Daha doğrusu facebook’u ben yeni keşfettim. 


Baştan şunu belirtmekte fayda var. Facebook muhteşem bir şey. Önceleri bu konuda pek fazla bir bilgim yokmuş ki, hep uzak kalmışım. Keşke bu paylaşım 

Yedi yıl pansiyonda kaldım-1

Hep düşünmüşümdür. İmam Hatipliler hatıra olarak ta olsa neden yaşadıklarını yazmazlar? Belki de yazıldı benim gibilere ulaşmadı. Derli toplu ben şahsen böyle bir çalışmaya ulaşmadım. Sizler kadar ben de çok sayıda İmam Hatipler üzerine yazı okudum. Bu yazılar daha çok İmam Hatipliler değil dışarıdan gazel

İlk topu Fatih Sultan Mehmet dökmüştür-2

1976’lı yıllarda benim gibileri en çok heyecanlandıran kelime “Sanayileşme, Sultan Fatih” kelimeleri. Bu kelimeleri duyduğumda bütün dünyayı kuşatıyorum zannederdim.
Üç yıl Çatak Kur’an-ı Kerim Kursunda Arapça okumamın ardından gittiğim Ordu İmam Hatip Lisesinde bir çok arkadaşım benim gibiydi.

Her ormanın bir çakalı vardır

“Likülli Mekanın Mekal, Veli külli Ormanin Çakal” 
Okuduğumuz her kitap ve dergide gördüğümüz anlamlı cümlelerin altını özellikle çizer ve not alırdık. Yukarıdaki söz öğretmenimiz Hamdi İnan tarafından sık sık sınıfta kullanılırdı. Hocamız Hamdi İnan’la ilgili biz öğrenciler arasında öyle ilginç konular anlatılırdı ki, gülmekten kırılırdık. 
   “Girmeden tefrika

21 Ocak 2021 Perşembe

Elekçi Köprüsü açılışında dua eden Müftü Hacı Tevfik Efendi'dir

Güler Kumru Kayalık:'Bende şu anda orjinali  bulunan ve  hepimizin Fatsa tarihi yazılarında bir çok yerde yayınlanan bu fotoğraftaki din adamı 1908 yılında müftülük yapan Hacı Tevfik Müftü Efendi’den başkası değildir. Ve orijinal fotoğrafın üstünde 1911 yazısı bulunmaktadır.'


Bugün çok değerli bir hanımefendi ile tanıştım. Yaklaşık dört saate yakın sohbet ettik. Kumru ilçesinin kurulmasından bu yana bilinmeyenleri öğrenme

11 Ocak 2021 Pazartesi

Kumru Haber Gazetesi'nde Yazım



©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©

9 Ocak 2021 Cumartesi

YERİMİZ DAR DEĞİL…/Bekir AKKAYA


Yazılacak ve Söylenecek Çok Şey Var…
Ve işte başladık.

Arkadaşım ve dostum Ekrem Saygı ve Ben Bekir Akkaya bir şeye karar verdik.
Rabbim nasip ederse bugüne kadar gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı bu sayfamıza yazmayı düşünüyoruz.
İncitmeden

Kumru Hocaları Kitabı Üzerine /Ekrem Saygı


Çakma yazarların dökümanlarıyla doluyor yayınevleri. Amaç bir şeyler üretip yazmak değil, yazarında, yayınevinin de düşündüğü; maddi çıkar ve gündemde olmak.


“Peki bunlar nasıl oluyor” diye bilirsiniz. Yıllarını öğrenimlerine harcamış ve yıllarca dirsek çürütmüş, binlerce kitap okumuş, araştırmalar yapmış kişilerin; bu olaylara eleştirisel bakmayışı, suya sabuna dokunmadan köşelerine çekilişleri, bazı kariyer edindiğini zanneden kişilerin hiç bir şey üretmen, sağdan soldan topladığı bilgilerle, kariyer edinme, maddi çıkar sağlama ve popüler olma pahasına, halka mal olmuş insanların hayatlarını gündemde tutarak ve kendi yapmış gibi gündem oluşturarak ve bu arada kendi geçmişlerine de

Memleketim /Ekrem Saygı

Memleketim, Köyüm, doğup büyüdüğüm evim
Çamuruna belendiğim sokağım, İlçem Kumru’m
Her şeyleriniz yerli yerinde, yerinde bütün nesneler
Lakin büyüklerimiz gitti gideli boşalmış sokaklarınız
Kapılar kilitlenmiş, her yer yapayalnız
Ambarda mısır, tarlada lahana, kilerde patates yok
Ocaklarda ateş yok, bacalar tütmez, dam altında odun yok
Misafirin oldum ve gezindim durdum boş sokaklarında
İçimdeki coşku dolu çocuğu aradım, o da yok…

Örnek Dostlar Kitapcı Mehmet ve Talip Hoca /Ekrem Saygı Yazdı

Bazı yaşanmışlık'lar vardır ki, hiç unutulmaz. Yaşarken basit gibi görünür, fakat yıllar sonra bir bakmışsınız ki, beyninizin bir köşesinde bir ivme oluşturmuş ve başlamışsınız anlatmaya, anılara dönüşür iyi veya kötü yaşanamış bütün hikayeler. Yaşınız kaç olursa olsun hep hatırlarsınız ve defalarca anlatırsınız. İçinde anlatılmamış bir hikaye taşımaktan daha büyük yük, ne olabilir ki...
Elli altmış yıllık bir ömür iki cümle ile ifade edilmese de, ben; üç beş cümle ile ifade etmeye çalışacağım ve sizlere iki dost insandan bahsederken, iki de anımı paylaşacağım.
Köyümüzde yaşamış ve ahirete intikal etmiş iki insan... Zaman, zaman küskünlükleri olsa da, birbirlerini anlayabilen iki dost. Biri, kitapçı Mehmet (hoca) AKKAYA ve Talip (hoca) SAYGI...
Talip hoca vefaat ettikten sonra, Mehmet hocanın “ İşte ben şimdi yalnız kaldım” dediğini çok duydum. Her ikisine de Allah rahmet eylesin...

Mehmet hoca, üstüme pislik bulaşır korkusuyla ahırların da hayvanların dahi yanına yaklaşmayan, bütün alet ve edavatları kendine özel ve kimseye dokundurtturmayan, ziyaretine