İnternette Arayınız!

Kitap-Dergi-Gazete etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap-Dergi-Gazete etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2021 Cuma

Hayal Kırıklığı/Bekir Akkaya

Çok gayret gösterdim, çok ta yol aldım

“Derin olsun” dedim, daldım da daldım
Her dibe inişte, hep yalnız kaldım
Aza şükretmedim, “bol” bulamadım.
---

Kazandım kazandım, dostlar çok idi
Karaya çakıldı, bindiğim gemi
Kaptan iyi idi, sağlam dümeni
Koskoca deryada, “sağ” bulamadım.
----
Tarlalar çalıştım, tohumlar ektim
Elma, armut çoktu, fındıklar diktim.
Değirmende mısırları öğüttüm
Birkaç somun kadar,” un” bulamadım.
----
Vallahi çalıştım, dağda bayırda!
Patatesler diktim, Ulu Çayır’da
Çok koyunlar güttüm, elbet sığır da
İki bakraç ayran, “yağ” bulamadım.
----
Bilgiler öğrendim, çokça okudum
Dervişlerin dizlerine sokuldum
Aşık oldum yandım, çok kez yakıldım
Gönlüne girecek, “yar” bulamadım.
----
Güvenim kalmadı, eşe dostuma
Namertler bürünmüş, kuzu postuna
En çok güvendiklerim, geldi üstüme
Karanlıkta kaldım, “nur” bulamadım.
----

14 Şubat 2021 Pazar

ONUN İŞİ“CISCILIK” /Bekir AKKAYA

Birkaç haftadır yayınlanan Kumru ve çevresindeki mahalli kelimeler epey ilgi topladı. Özellikle bizim yaşıtlarımız, ya da bizden büyükler kelimeleri okuyup geçmişlerini hatırlama ve beraberinde anılarını tazeleme imkanı buldu. Kelime ve kavramlarla hayatımız şekillenmekte dil ile kendimizi tanımlamaktayız. Kelimelerin yok olması ile bir çok kültürel değerlerimiz de yok olmaktadır.

Yazı boyunca tebrik ve teşekkür yazılarının yanında ilginç yorumlarda yapanlar oldu. Bizlere çok sayıda kelime de ulaştırıldı.

Kumru Evliyaları /Bekir Akkaya

*KUMRU EVLİYALARI /Bekir AKKAYA

 

A-    EVLİYA NEDİR?  YA DA ORDU EVLİYALARI KİTABI ÜZERİNE :

 

Geçen hafta kısaca Kumru’nun tarihinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise Kumru Evliyaları üzerinde duracağız.   Birkaç yıl önce  Sıtkı Çebi imzası ile yayınlanan “Ordu Evliyaları” kitabında Kumru Evliyalarından hiç söz edilmemişti. Bunun üzerine Kumru ve köylerini adım adım dolaşarak bu konuyu araştırmış, araştırma sonuçlarını   Ordu Haber Gazetesi - Mart-1998 tarihinde okuyucularımızla paylaşmıştık.  O günden bugüne kitabın yeni baskısının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.  Benim Merak ettiğim konu, kitabın ikinci baskısında Kumru Evliyalarından söz edilip edilmeyeceği. Her ne kadar birinci baskıda Kumru Evliyalarınsan söz edilmemiş olsa da,  okuyacağınız yazı Kumru topraklarından evliya olup olmadığı konusundan “var olduğuna dair” hiçbir kuşku bırakmamaktadır. (BA)     

EVLİYA: Veliler. Velayet ve keramet sa­hibi. Allah'a yakın adam, iyi ahlak sahibi. KERAMET: Evliyadan sadır olan hariku­lade hal. (1)

EVLİYA VELİ: Tasavvufta, velayet (er­mişlik) makamına ulaşan kimsenin Çoğul şekli evliyadır. Allah'ın dost ve

13 Şubat 2021 Cumartesi

Kumru ve Çevresinde Mahalli Kelimeler ve Anlamları-2004

 

Kumru yerel (mahalli) ağzı Orta Karadeniz Bölgesi ağızları gurubu içinde yer alır. Mahalli kelimelerin kullanılışı Kumru şehir merkezinde biraz özelliğini yetirmekle beraber, bilhassa bazı köylerde canlılığını korumaktadır. Bu kelimelerin kullanılmasının en büyük sebeplerinden birisi kişilerin kelimeleri söylerken kolay yoldan söylemek,  istediklerini daha kolaydan  ifade etme arzusudur.

KUMRU İLÇESİ VE KÖYLERİNDE YEREL AĞIZ ÖZELLİKLERİ

1. Bilinen ünlülerin yanında bir de kapalı (e) ünlüsü vardır. Ünlü (sesli harf) değişmelerine çokça rastlanır. Değişimler;

Sözcük başı değişimler,

7 Şubat 2021 Pazar

Abdi Hoca [Abdurrahman Hilmi BİLİCİ] [Kumru’da Bir Türkiye Âlimi] /Ahmet Çapku

Bu çalışma ile ilgili olarak maddi ve manevi anlamda beni desteklemiş, yardımlarını esirgememiş olan Bekir Akkaya ve Ekrem Saygı beylere müteşekkirim.

Abdi Hoca Kumru ve civarında yetişmiş, saygı görmüş en önemli şahsiyetlerden biridir. Onun tahsili, ilim hayatı ve çevresinde kümeleşen insanlara olan hizmeti başlıbaşına bir araştırma konusudur. Muttaki bir âlim, kendini iyi yetiştirmiş bir muallim ve önden yürüyen bir kılavuz olmuş insanımıza.

            Hocamızın hayatı aslında şimdiye kadar kaleme alınmalı ve en azından bizim kuşağa ve bizden sonra gelenlere onun hakkında sağlıklı bilgi ulaştırılmalı idi. Araştırabildiğim kadarıyla bu konuda yapılmış derli toplu bir çalışmaya henüz rastlayabilmiş değilim. Abdi Hoca’nın hayatı ile ilgili birbirini tutmayan pek çok söylenti ortalıkta dolaşıyor. Yapılması gereken, bütün

Kumru Evliyaları ve Bir Kitap İncelemesi /Bekir Akkaya

*KUMRU EVLİYALARI 

A-    EVLİYA NEDİR?  YA DA ORDU EVLİYALARI KİTABI ÜZERİNE :

Geçen hafta kısaca Kumru’nun tarihinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise Kumru Evliyaları üzerinde duracağız.   Birkaç yıl önce  Sıtkı Çebi imzası ile yayınlanan “Ordu Evliyaları” kitabında Kumru Evliyalarından hiç söz edilmemişti. Bunun üzerine Kumru ve köylerini adım adım dolaşarak bu konuyu araştırmış, araştırma sonuçlarını   Ordu Haber Gazetesi - Mart-1998 tarihinde okuyucularımızla paylaşmıştık.  O günden bugüne kitabın yeni baskısının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.  Benim Merak ettiğim konu, kitabın ikinci baskısında Kumru Evliyalarından söz edilip edilmeyeceği. Her ne kadar birinci baskıda Kumru Evliyalarınsan söz edilmemiş olsa da,  okuyacağınız

AHDE VEFA MESELESİ YA DA BEKİR AKKAYA /Ahmet ÇAPKU yazısı

Bekir Akkaya hocanın son iki yazısı [Ne Biçim (Ne) Bir Şey? /20.03.2010/ - Takavut Dilekçesi Tamam / 15.05.2010/] bu noktada bana bazı meseleleri çağrıştırdı: Güven duyulan kişilerin gerçekte o güveni verebilecek çapta olmamaları, dindar görünümlü kişilerin din tacirliğinden hareketle menfaat-perest tavırları gibi haller kimi insanların
Çok sevdiğim birinin bu fakire gönderdiği e-maillerden birinde şöyle bir hikaye anlatılıyordu: “Harbin en kızıştığı anlardan birinde askerin biri ileri sipere atılırken ağır şekilde yaralanır. Belli ki, biraz sonra âlem-i cemâle yollanacaktır. Onun hemen gerisindeki siperde yaralı askerin arkadaşı ne yapıp yapıp onun yanına gitmek istemektedir fakat başka bir asker onu, yağmur gibi yağan kurşunlar arasından geçilerek gidilen o yere göndermek istemez. Ancak o bütün cesaretini toplayıp her şeyi göze olarak yaralı arkadaşına ulaşır ve biraz sonra aynı çeviklikle geri döner. Geri siperde bekleyen arkadaşı, yaralı askerin nasıl olduğunu sorar. Geri dönen asker, artık onun

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

Kumru'nun tarihinden söz etmek için, öncelikle Fatsa ve Ünye İlçelerinin tarihine bakmak gerekir. Yüzölçümü 344 kilometrekare ve denizden yüksekliği 450 metre olan kumru ilçe merkezinin kuruluşu çok yenidir. Ancak Fatsa'ya bağlı bölge olarak yerleşimin tarihi çok eskilere kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Fatsa ve Ünye merkezlerine İniş ve yerleşme M.Ö.3000 yılına kadar gider. Sahilden iç bölgelere yerleşme ise bu tarihlere kadar dayandığı görülür. Sebep ise, sahilde sıtma hastalığının çok yaygın olması olarak görülür.

            Fatsa Pontos Krallarından Farnakes tarafından kurulmuştur. Ünye ise M.Ö. 1270 yıllarında yapılan Truva Savaşları sonucunda sömürge

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

KUMRU İLÇESİ'NİN TARİHİ / Bekir AKKAYA

Bu araştırma yazısı ilk kez Ordu Haber Gazetesi 1997 yılında Bekir Akkaya araştırması olarak yayınlanmıştır. Ayrıca aynı gazetede kısaca Kumru'nun tüm özellikleri de bu yazıya ek olarak yayınlanmıştır. 


© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

İnanılmaz Gerçek /Bekir AKKAYA

Yazının en altındaki "BİR HATIRLATMA" bölümü nedeniyle hakkımda o günün Kumru Kaymakamlığı tarafından soruşturma açılmıştır. (Bekir AKKAYA) 

(Mavitürk) Mail grubu’ndan Murat İnce tarafından “alıntı” diye kaynak gösterilen bir yazı geldi. Yazı beni çok etkiledi. Sizlerin de ilgisini çekeceğine inandığım bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
            Amerikan Adlî Tıp Derneğinin 1994’te San Diego da tertiplenen ödül yemeğinde dernek başkanı Don Harper Mills, aktardığı acayip bir ölüm olayındaki adlî komplikasyonlarla

İNSANLARI GÖZETLEME!

Birey olarak her birimiz çileli ve sıkıntılı bir hayat yaşıyoruz. Huzur ve mutluluk denilen yaşantıya ulaşmak için çekmediğimiz, katlanmadığımız hiç bir anımız yok gibi.

         Hele biraz daha  diyerek aradığımız huzur ve mutluluğu hep geleceğe erteliyoruz. “Bulduk” dediğimiz anlarda ise sarhoşluk süremizin bitmesi ile sınırlı. Ne zaman ayılıp gerçekle karşı karşıya gelince aynı tas ve aynı hamamla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

         İki dostun bir araya gelişinde

6 Şubat 2021 Cumartesi

"BEN TİYATRO İZLİYORUM" YA SİZ?

"Bu yazı 21 yıl önce yazılmıştır"

Suçu ve hatayı kimsenin kabul etmediği doğru. Suç ve hatada kabul edilmeyen yer ve mekanlar içersinde yapılıyor. Kabul edilse de edilmese de bir şekilde birilerimiz, bilerek veya bilmeyerek suçu işlemeye devam ediyor...Belki simalar, belki yer ve mekanlar ya da zamanlar değişik...Hep aynı şeyler bir şekilde tekrar ediliyor...Neticede kısa ömrümüz içersinde aynı filmi değişik oyuncular defalarca bizlere izlettiriyor...Bazılarının vurdumduymazlığı veya bazılarının utanmadan ve umursamadan yaptıkları bir yana, duyarlı olduklarını iddia edenler ise yaptıklarının hata olduğu söylenince illa da kendilerini aklamak ve paklamak için çapa sarf etmeleri veya yaptıklarını haklı bir gerekçeye dayandırmak istediklerini şaşkınlıkla izlemek yine bize düşüyor...

Postacı Mehmet Alır'la -Röportaj /Bekir AKKAYA

POSTACI MEHMET ALIRLA SÖYLEŞİ(Kesenizde Bereket Yoksa Bu Söyleşiyi Mutlaka Okuyun!)NOT: Bu söyleşi Karadeniz Haber Postası Gazetesinde Yayınlanmıştır...
------
Hiç kötülük düşünmeyecek ve kalbi sevgi ile dolu biri var mıdır? Diye sorsalar aklıma ilk gelen kişi u olur herhalde. “Saf ve temiz” kelimeleri beklide en güzel şekliyle ona uyuyor. Kimse “saf” kelimesinden abdaldır, delidir ifadesi çıkarmasın. Buradaki saflıktan maksadım tek kelime ile bozulmamışlık ve güzelliklerle donatılmışlıktır. Sözünü ettiğim kişi belki de en önemli işi yaptığı halde hiçbir hatada yapmamış. Yani hep görevinin bilincinde olmuş.Ne kadar zamandır derseniz? Hemen söyleyeyim, Tam 34 yıl…

            O’nun kalbindeki sevgi, çok fazlası ile sözüne de yansıyor. Kendisini uzun zamandır tanıdığım halde dertleşme

BİR METRE SÜT

Bundan önceki yazılarımızda duruş ve ilke kelimelerine yüklenen anlamı irdeleyerek duruşun “durma tarzı”, ilkenin ise “temel düşünce “olduğunu ifade etmiştik. Kelimelerden yola çıkarak “insanın bir duruşu ve durduğu yeri sabitleyen bir temel düşüncesi olması gerektiğini” söylemiştik. Bununda insana çok büyük yararlarının olduğunu belirtmiştik.

            Yazılarımdan yola çıkarak bana görüşlerini ileten okuyucularımızdan bazıları “katı bir düşünceden söz ettiğimi, bu tür düşüncede olanların kesinlikle zamana ayak uyduramayacaklarını, düşüncenin

NEYE GÖRE DURUŞ, NEYE GÖRE İLKE?

Genel anlamda söylenen ve yazılanların doğruluklarından hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Farklı fikir ve görüşler arasında yüzeysel anlamda itiraz edilecek bir durumda yoktur. Bu kastedilenin ne olduğu anlaşılıncaya kadar kimsede pek itirazda bulunmaz…

         Konuşma ve yazma fiilini işleyen birinin özellikle dikkat etmesi gereken en önemli hususların başında, kullandığı kelime ve kavramların ne anama geldiğini öğrenmesidir. Bunun içinde mutlaka yanında bir lügat bulundurması zorunludur. Genel anlamda bu doğru olsa da işin ehli için o kelime ve kavramların hangi kaynaktan elindeki

Kumru İlçesi-1947/3



© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

Kumru İlçesi -1947/2



© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

Kumru İlçesi -1947/1



© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

5 Şubat 2021 Cuma

Nuhil Kiremitci “Fatsa’ya büyük bir taş camii yaptıracağım” demişti

Hayırsever bir abimi bir dostumu kaybettim. Beni Oğlu Bekir’den Hiç Ayırmazdı. Kendisi beni, bende Nuhil abiyi çok Severdim. Hastanede tedavi görürken entübe olduğu güne kadar her gün kendisiyle görüştüm. Bana : “Murat; Fatsa’ya Bulancak ve Eynesil’deki taş caminin bir benzerini yapmak en büyük arzum.” Demişti.

Çevre Bakanımızın Murat Kurum’un bir ay önce Ordu’da açıkladığı Selatin Camiine, oğlumla da istişare yaptım gereken desteği vereceğim İnşallah, camiyi yapacağız demiş ve İbrahim Karaca Abiyle Kendisini Görüştürmüştüm Ve En Kısa Zamanda Tekirdağ’da buluşalım caminin detaylarını konuşalım.” Demişti.

Bu resim yaklaşık 15 yıl önce Göller