İnternette Arayınız!

Yazılarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazılarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Şubat 2021 Cumartesi

Kumru ve Çevresinde Mahalli Kelimeler ve Anlamları-2004

 

Kumru yerel (mahalli) ağzı Orta Karadeniz Bölgesi ağızları gurubu içinde yer alır. Mahalli kelimelerin kullanılışı Kumru şehir merkezinde biraz özelliğini yetirmekle beraber, bilhassa bazı köylerde canlılığını korumaktadır. Bu kelimelerin kullanılmasının en büyük sebeplerinden birisi kişilerin kelimeleri söylerken kolay yoldan söylemek,  istediklerini daha kolaydan  ifade etme arzusudur.

KUMRU İLÇESİ VE KÖYLERİNDE YEREL AĞIZ ÖZELLİKLERİ

1. Bilinen ünlülerin yanında bir de kapalı (e) ünlüsü vardır. Ünlü (sesli harf) değişmelerine çokça rastlanır. Değişimler;

Sözcük başı değişimler,

Fuhuştan Ticarete Sevgililer Günü

Hikayeler değişik olsa da başlangıcı fuhuş ve devamında fuhuş ve ticaret. Şimdilerde gayri meşru ilişkiler ve dibine kadar ticaret…İkisinin de bizim geleneklerimizde hiçbir yeri yok…
Aziz Valantin diye bilinen dallamanın “Evlenmek yassak gardaşım” diyen Papaya karşı gelerek önüne geleni evlendirmesi ve akabinde öldürmesi ile nihayetlenen olayın günümüzde fuhuş ve ticarete dökülmüş, “ihtiyaç dışı tüketimi teşvik eden Kapitalizmin oyun” halidir SEVGİLİLER GÜNÜ…
Sonradan görmelerin ve 364 gün sevgiden yoksun,

9 Şubat 2021 Salı

Babacan ve Bilge Başkan Halit Tomakin’le…

Ne amaçla yaşadıklarının farkında olmayan ilkesiz insanların basit ve sıradan davranışları birkaç gündür ömrüm boyunca biriktirdiğim gelecekle ilgili heyecanımı ve hevesimi kırmıştı.

         Camiamızda olup ta bu davanın ne anlama geldiğini bir türlü anlamayan orta saha oyuncularımız ve anlayanlarında kendi camiamızdan olmayıp hep bizim düşüncelerimizle mücadele ettiği bu zamanda bugün bir yiğit, babacan ve davanın ne olduğunu özümsemiş bir

7 Şubat 2021 Pazar

Kumru Evliyaları ve Bir Kitap İncelemesi /Bekir Akkaya

*KUMRU EVLİYALARI 

A-    EVLİYA NEDİR?  YA DA ORDU EVLİYALARI KİTABI ÜZERİNE :

Geçen hafta kısaca Kumru’nun tarihinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise Kumru Evliyaları üzerinde duracağız.   Birkaç yıl önce  Sıtkı Çebi imzası ile yayınlanan “Ordu Evliyaları” kitabında Kumru Evliyalarından hiç söz edilmemişti. Bunun üzerine Kumru ve köylerini adım adım dolaşarak bu konuyu araştırmış, araştırma sonuçlarını   Ordu Haber Gazetesi - Mart-1998 tarihinde okuyucularımızla paylaşmıştık.  O günden bugüne kitabın yeni baskısının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.  Benim Merak ettiğim konu, kitabın ikinci baskısında Kumru Evliyalarından söz edilip edilmeyeceği. Her ne kadar birinci baskıda Kumru Evliyalarınsan söz edilmemiş olsa da,  okuyacağınız

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

Kumru'nun tarihinden söz etmek için, öncelikle Fatsa ve Ünye İlçelerinin tarihine bakmak gerekir. Yüzölçümü 344 kilometrekare ve denizden yüksekliği 450 metre olan kumru ilçe merkezinin kuruluşu çok yenidir. Ancak Fatsa'ya bağlı bölge olarak yerleşimin tarihi çok eskilere kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Fatsa ve Ünye merkezlerine İniş ve yerleşme M.Ö.3000 yılına kadar gider. Sahilden iç bölgelere yerleşme ise bu tarihlere kadar dayandığı görülür. Sebep ise, sahilde sıtma hastalığının çok yaygın olması olarak görülür.

            Fatsa Pontos Krallarından Farnakes tarafından kurulmuştur. Ünye ise M.Ö. 1270 yıllarında yapılan Truva Savaşları sonucunda sömürge

Kumru İlçesi'nin Tarihi /Bekir AKKAYA

KUMRU İLÇESİ'NİN TARİHİ / Bekir AKKAYA

Bu araştırma yazısı ilk kez Ordu Haber Gazetesi 1997 yılında Bekir Akkaya araştırması olarak yayınlanmıştır. Ayrıca aynı gazetede kısaca Kumru'nun tüm özellikleri de bu yazıya ek olarak yayınlanmıştır. 


© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 © Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm yasal haklar https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. Çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.

İnanılmaz Gerçek /Bekir AKKAYA

Yazının en altındaki "BİR HATIRLATMA" bölümü nedeniyle hakkımda o günün Kumru Kaymakamlığı tarafından soruşturma açılmıştır. (Bekir AKKAYA) 

(Mavitürk) Mail grubu’ndan Murat İnce tarafından “alıntı” diye kaynak gösterilen bir yazı geldi. Yazı beni çok etkiledi. Sizlerin de ilgisini çekeceğine inandığım bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
            Amerikan Adlî Tıp Derneğinin 1994’te San Diego da tertiplenen ödül yemeğinde dernek başkanı Don Harper Mills, aktardığı acayip bir ölüm olayındaki adlî komplikasyonlarla

İNSANLARI GÖZETLEME!

Birey olarak her birimiz çileli ve sıkıntılı bir hayat yaşıyoruz. Huzur ve mutluluk denilen yaşantıya ulaşmak için çekmediğimiz, katlanmadığımız hiç bir anımız yok gibi.

         Hele biraz daha  diyerek aradığımız huzur ve mutluluğu hep geleceğe erteliyoruz. “Bulduk” dediğimiz anlarda ise sarhoşluk süremizin bitmesi ile sınırlı. Ne zaman ayılıp gerçekle karşı karşıya gelince aynı tas ve aynı hamamla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

         İki dostun bir araya gelişinde

6 Şubat 2021 Cumartesi

"BEN TİYATRO İZLİYORUM" YA SİZ?

"Bu yazı 21 yıl önce yazılmıştır"

Suçu ve hatayı kimsenin kabul etmediği doğru. Suç ve hatada kabul edilmeyen yer ve mekanlar içersinde yapılıyor. Kabul edilse de edilmese de bir şekilde birilerimiz, bilerek veya bilmeyerek suçu işlemeye devam ediyor...Belki simalar, belki yer ve mekanlar ya da zamanlar değişik...Hep aynı şeyler bir şekilde tekrar ediliyor...Neticede kısa ömrümüz içersinde aynı filmi değişik oyuncular defalarca bizlere izlettiriyor...Bazılarının vurdumduymazlığı veya bazılarının utanmadan ve umursamadan yaptıkları bir yana, duyarlı olduklarını iddia edenler ise yaptıklarının hata olduğu söylenince illa da kendilerini aklamak ve paklamak için çapa sarf etmeleri veya yaptıklarını haklı bir gerekçeye dayandırmak istediklerini şaşkınlıkla izlemek yine bize düşüyor...

Postacı Mehmet Alır'la -Röportaj /Bekir AKKAYA

POSTACI MEHMET ALIRLA SÖYLEŞİ(Kesenizde Bereket Yoksa Bu Söyleşiyi Mutlaka Okuyun!)NOT: Bu söyleşi Karadeniz Haber Postası Gazetesinde Yayınlanmıştır...
------
Hiç kötülük düşünmeyecek ve kalbi sevgi ile dolu biri var mıdır? Diye sorsalar aklıma ilk gelen kişi u olur herhalde. “Saf ve temiz” kelimeleri beklide en güzel şekliyle ona uyuyor. Kimse “saf” kelimesinden abdaldır, delidir ifadesi çıkarmasın. Buradaki saflıktan maksadım tek kelime ile bozulmamışlık ve güzelliklerle donatılmışlıktır. Sözünü ettiğim kişi belki de en önemli işi yaptığı halde hiçbir hatada yapmamış. Yani hep görevinin bilincinde olmuş.Ne kadar zamandır derseniz? Hemen söyleyeyim, Tam 34 yıl…

            O’nun kalbindeki sevgi, çok fazlası ile sözüne de yansıyor. Kendisini uzun zamandır tanıdığım halde dertleşme

BİR METRE SÜT

Bundan önceki yazılarımızda duruş ve ilke kelimelerine yüklenen anlamı irdeleyerek duruşun “durma tarzı”, ilkenin ise “temel düşünce “olduğunu ifade etmiştik. Kelimelerden yola çıkarak “insanın bir duruşu ve durduğu yeri sabitleyen bir temel düşüncesi olması gerektiğini” söylemiştik. Bununda insana çok büyük yararlarının olduğunu belirtmiştik.

            Yazılarımdan yola çıkarak bana görüşlerini ileten okuyucularımızdan bazıları “katı bir düşünceden söz ettiğimi, bu tür düşüncede olanların kesinlikle zamana ayak uyduramayacaklarını, düşüncenin

NEYE GÖRE DURUŞ, NEYE GÖRE İLKE?

Genel anlamda söylenen ve yazılanların doğruluklarından hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Farklı fikir ve görüşler arasında yüzeysel anlamda itiraz edilecek bir durumda yoktur. Bu kastedilenin ne olduğu anlaşılıncaya kadar kimsede pek itirazda bulunmaz…

         Konuşma ve yazma fiilini işleyen birinin özellikle dikkat etmesi gereken en önemli hususların başında, kullandığı kelime ve kavramların ne anama geldiğini öğrenmesidir. Bunun içinde mutlaka yanında bir lügat bulundurması zorunludur. Genel anlamda bu doğru olsa da işin ehli için o kelime ve kavramların hangi kaynaktan elindeki

Kimin Adamı Olduğuna Karar Veremeyenler Beni Çekiştiriyor/Bekir AKKAYA

Bu yazı bir yıl önce yazılmıştı. Bundan sonra devamı gelecektir...

            “Kumpas Yazılarımız” henüz bitmemişken seçimlerde, üyesi bulunduğum Ak Partiye ve Cumhur İttifakına ve özellikle de Yeni Türkiye’nin düşmanlarına malzeme üretmeme adına yazılarıma son vermiştim.
            Kumpasçı başının iftiraları nedeniyle sürgün edilmiş olmama rağmen bizzat seçimlerin içerisinde Cumhur İttifakının içerisinde ve özellikle de Kumru Belediye Başkanı Yusuf Yalçuva’ya seçim boyunca fiili olarak her konuda destekte bulundum. Gerek yazdığım

5 Şubat 2021 Cuma

Bekir Akkaya Özel Arşiv: Yasal rektör atamasını tartışanlar buna da bir şey...

Bekir Akkaya Özel Arşiv: Yasal rektör atamasını tartışanlar buna da bir şey...: SORMAK LAZIMDIR!  2972 sayılı Kanun Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun açık ve nettir. İn...

1 Şubat 2021 Pazartesi

ZEKA KARAYA VURDU!

Akıl ve zeka kavramları  toplumda genellikle aynı anlamda algılanır. Oysa durum hiçte böyle değildir.

          Her insan doğuştan belirli bir zekaya sahiptir, fakat akıl belirli şartlara bağlı olarak oluşan özel bir yetenektir, akıl, zekanın çok üstünde ve çok daha derin bir kavrayış şeklidir.

Zeka, en bilinen anlamıyla insanın düşünme, gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamıdır. İlk kez karşılaşılan ya da ani olarak gelişen olaylara uyum sağlayabilme,

HALKA SİZ Mİ BAĞIŞLADINIZ?

Yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biri de, çevre düzenlemelerine gereken itinayı göstererek, gerekirse kanuni yetkilerini kullanarak bazı haksızlıklara geçit vermemektir.  

Vatan Gazetesi’nde Ahmet Vardar.” Kaldırımlar kimin için yapılıyor? Bir yandan belediyeler kaldırımlarınızı yaptık diye vatandaştan para isterler, diğer yandan birileri babalarının malı imiş gibi kaldırımları işgal ederler. Bu işgali

31 Ocak 2021 Pazar

Figen Akşit'ten Mesaj Var.

> Sayýn Bekir Akkaya,12 Eki 2004 Sal tarihinde 23:12 saatinde
>
> Sitenizde, Kumru'nun bir kitabýný hazýrladýðýnýz

> bilgisiyle karþýlaþtým. Kumru deyince, sanýrým

> Hocazadeler'siz bir Kumru söz konusu olamaz diye

> düþündüm. Ben Hocazade Halil Efendi'nin

> torunlarýndan biriyim. Yani Milletvekili Halil Sýtký

> Bey'in. Bu nedenle de kitapta kullanacaðýnýz bilgi

> ve fotoðraflarýn neler olacaðý konusu ilgimi

> çekiyor. Biraz da gazeteci olmamýn getirdiði bir

> dürtü bu belki. Acaba haberleþebilir miyiz? Elinizde

> aileme ait fotoðraflar ve bilgi varsa bana bunlarý

> mail atabilir misiniz?

Uyanda Balığa Gidelim!

Geçen hafta yazdığım” Hayırdır İnşallah” yazısı üzerine uzunca bir mesaj aldım. “Hay Allah Rüyadaymışım” başlığındaki mesaj geçen hafta yazdığım yazının içersinde geçen “düşmanlarım fesatlıklarından, dostlarım hasetliklerinden” cümlesindeki “haset” kelimesinin güya tefsiri yapılmış. İlmilikten son derece uzak ve hiç bir kaynak belirtilmeyen yazı ayetlere sığınılarak kelimeyi tefsir değil sanki beni tefsire yeltenmiş. Büyük ihtimal yazarın  “kompozisyon” bilgisinin noksanlığından olsa gerek ne satırbaşı, ne imla ne de dilbilgisi kurallarına riayet edilmiş. Bundan da öte “haset” gibi bir kelimeyi ve ayetleri somutlaştırmaya

KÖTÜLERLE İYİLERİN MÜCADELESİNDE KAZİM KOYUNCUN YERİ /

Kâinatta var olan tüm varlıklardan orijinal kalmayan hatta orijinali de tahrip edip onu bozan tek varlık insanoğludur.  Kim bilir belki de dünyaya geliş nedenimiz doğduğu gibi yaşayarak geldiği gibi gidebilme erdemini gösterebilmede saklıdır.

            Bu dünyada kirlenmeden kire bulaşmadan ayrılabilmek ve güzel bir dünya talep etmek ve bunun mücadelesini vermek ve hayatını bu yola feda etmek yüce ruhlu insanların özelliğidir. Asıl olanda orijinal kâinatın bir parçası olabilme ve insanın güç yetiremediği asıl sistemin bir parçası halinde bozuk olanı tamir ve bozgunculara başkaldırma ile mümkündür. İnsan olmak ve insan kalabilmek

Aptallığın İlacı Yok-2

Geçen haftaki yazımda Yeni Şafak’ta Ali Bayramoğlu’nun aptallar konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmış ve aynı yazıda Carlo M. Cipolla’nın “Aptallığın Temel Yasaları” adlı makalesinde belirttiği Aptallığın Altı Temel Yasasından üç tanesini sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.

            Özetle “Akılsız yaratıkların insan ilişkilerinde kendilerine ve ilişki içersinde bulundukları insanlara zarar verdiği halde yaptıkları işlerin neden yaptığını hiç kimse bilmez, anlamaz ya da açıklayamaz. Bu böyledir ve izahı da mümkün değildir. Yapanlar ise aptal insanlardır